sene sanırım ya 2009 ya 2010...
yağmurun bardaktan boşalırcasına yağdığı bir gün...
o zamanlar carrefour'un içinde siemens mağazası var. bende orada çalışan birine deli gibi aşığım. yani git diyor gidiyorum gel diyor geliyorum. köpeğe bağlamışım. hayali bir tasmam var. başka kızlara bakınca elektroşoku yiyorum. tertemiz.
o günde yağmur çok şiddetli diye bunu almaya gideyim dedim.
malum, romantiklik seviyemiz o günlerde pacey witter ile yarışır. duvar filan alıyoruz kıza. beni görünce çok sevindi ki bende "tamam artık oldu bu iş" rahatlığına büründüm. içimde fırtınalar kopuyor, düğünü kır düğünü yapar, puket'e gider iki hafta budist oluruz diye hayaller kuruyorum. elimi falan tutuyor ama kalp çarpıntısı dakikada dört bin bpm...
bir şemsiyenin altında iki kişiyiz.
"senden hoşlanıyorum ktei" dedi.. hoşlanmak? lan birinden hoşlanmazsın seversin ya da sevmezsin hoşlanmak ney lan... "ama bir ilişkiye hazır hissetmiyorum kendimi" dedi devamında.
hayat tecrübem oradan koşarak uzaklaşmamı öğütledi ama yapamadım.
sonra iki hafta sonra eski sevgilisi ile barışıp bana da mesajla bildirdi bu durumu.