Genderimdan ötürü yillarca maruz kaldigim siddetten ötürü elbette feminizm ve kadin hareketleri icerisinde tartisma bulan sorunlarla ilgiliyim ama cahil bir feministle uğraşmaktan bıktım ve bu cahillerin birleşip, yarattiklari anlayislar karsisinda sakim kalamiyorum. Birincisi şudur ki, butler okumamış bir feminist maldir. Açık ve net. Çünkü Butler, Foucault okumalari yaparak kadin kimligi ile maduniyeti arasinda baglanti kurar. Bu çok önemlidir çünkü bir kadin özgürleşme hareketinin temelinde, ozgurlesme varsa, bu onu iktidar ilişkilerinden bosandirmayi gerektirir. Ee güzel kardesim, sen hala mağdur bir kimlik anlatisi kurarsan ve bu ezilmişligin içinden konusursan, Butlerin kafamiza vura vura anlatmaya çalıştıgi ama senin anlamadigin basit şeyi gözden kaçırırsin. Biz duygusal yatirimlarimizi kimlige yatirdikca, iktidarin kodlama pratikleri de bu yatirimlar uzerinden isletime sokulur.yani sen ben kadınım ve beni eziyorlar dersen, daha cok ezilirsin. Butler diyor ki kimlige adanan mağduriyet duygusu, bizim maduniyetimizin en önemlisi sebeplerinden biridir. O yuzden kimlik politiklari, kimliklerin kabulünü zorla dayatmak yerine, kimliğin acılı topraklarinda filizlenen duygulardan arındırmayi teşvik etmelidir çünkü o bölgelerde patlak veren şey, psişik yapıya karsilik gelen bu sey iktidar ilişkileridir.
