çağan ırmak'tan yine müthiş bir film... metropol yaşantısına alışıldık bir bakış açısı. insanın yalnızlığı, yozlaşmışlığı, aşkı sevgiyi unutmuşluğu... alışmamış olan bunu hatırlaması ve sonrası. sonrası acı veren bir dram...
mesleğim icabıyla teknik veya sanatsal açıdan eleştirmek istemem, söylenecek çok şey var ve hepsi şahsi görüşlerim. yalnızca çok basit olarak şunları söyleyebilirim :
filme girmeden önce filmin klip havasında olacağını tahmin ediyordum. zira yanılmadım, şarkılar eşliğinde ilerleyen filmin ilk yarısı geçmek bilmedi benim için. ancak bu filmin ilk yarısı kötü demek değil. aksine ilk yarısıda güzel diyaloglar ve empatilerle dolu.
çağan ırmak'ın mizah anlayışı yine güldürmeyi başarıyor. ilk yarıda diyaloglarda doğallık hat safhada.
çağan ırmak ikinci yarıda ise dram unsurlarını devreye sokuyor. ancak bu dram düşündürüyor insanı. anlaşılan bu sefer fazla ağlatmak istememiş. sadece düşünüyorsunuz, karakterin psikolojisine bürünüyorsunuz...bunalıyorsunuz... ağlatmak isteseydi müzik konusunda Evanthia Reboutsika'dan yardım alırdı kesinlikle. ancak bu filmde çağan ırmak'ın alışılmış çalışma kadrosunun dışına çıkmış. gerek oyuncularla gerek set ekibiyle yepyeni bir çalışma ortamında bu filmi hazırlamış.
filmin şarkılar dışında kalan müzikleri aria'ya ait, onlarda gayet güzel. ancak şarkılar filme damgasını vuruyor. film müzikleri pek bir geri planda kalıyor.