işsizlik sorunu

entry10 galeri
    8.
  1. Bu sorunu hep iş arayan nüfusun çok olması üzerinden bakıyoruz halbuki sorunun büyük kısmı bu da olsa esas sorun devletin sermaye üzerinde hiç bir ağırlığının olmamasından geliyor. Türkiye de kurumsal olan firmalar dışında (ki bazı kurumsallar da hariç) devletin asgari ücretlilere belirlediği maaş ve saat sınırlamasında çalışan insan neredeyse hiç yok. en mesaisi düzenli fabrika bile mesai aralarına çay ve yemek serpiştirerek çalışanı toplam mesaisinin üzerinde iş yerinde tutuyor. Özel sektöre ve küçük işletmelere değinmiyorum bile. Sorsanız hepsi çırak kalfa stajyer yetişmiyor diyorlar. Çünkü yeni nesil bu konuda bize göre daha net ve haklarını daha iyi biliyor, iş öğreteceğiz diye alıp çocuğu yıllarca hiç alakası olmayan angaryalarla aşağılayıp örseleyemiyorlar. Hal böyle olunca alttan kalifiye personel gelemiyor. E üstüne üstlük tamamen ticari bir mantıkla ülkenin en ücra köşelerine kadar açılan kof üniversite sayısı arttıkça, eğitimli işsiz ordusu git gide büyüyor.

    Eğitim zaten içler acısı. O üniversitelere hoca diye alınan adamları görüyoruz televizyonlarda tartışma programlarında. Liyakatın ayaklar altına alındığı adamların tipinden belli, nerede yalaka var doldurmuşlar. Bunların güttüğü koyundan ne olur değil mi? Neyse bu başka bir tartışma konusu.

    Türkiye de üniversite sistemini gençlerin daha rahat meslekler yapabilmeleri için bir ön şart gibi sunuyorlar. Halbuki üniversite, eğer spesifik bir mesleğiniz yoksa yani mühendislik, doktorluk vb. ve bir de tanıdığınız çevreniz yoksa size sadece aileden uzak yaşama deneyimini yaşatıyor, aileniz zor para gönderiyorsa okuduğunuz üniversitenin çevresindeki küçük esnaf başta olmak üzere ucuz iş gücü olmayan daha okurken başlıyor ve buna alıştırılıyorsunuz.

    E iş kur a gitseniz, iş kur üniversite mezunu adamın iş bulabileceği bir kurum değil ki, işçiyseniz bir ihtimal bahçıvan, fabrikada dokuma vb. mavi yakalı işi bulursunuz, o da bir ihtimal. Yoksa iş kur size X inşaat projesinde Mühendislik vermez.

    iş kur u geçtik, kariyer net vb. iş ilanı sitelerine bakalım. Bu sitelerin çoğuna "düzgün" ilan veren sayısı bir elin parmaklarını geçmez, O kadar ilan niye var diyeceksiniz, Kariyer net gibi sitelere verilen ilanlar sadece personel için değil prestij ve data bank için de veriliyor. Başvurduğunuz ilanların çoğunda işverenler CV nizi görüntülemiyorlar bile.

    Peki bu genç ne yapacak? Ya kendi işletmesinin açacak ticarete atılacak mesleğiyle ilgili, ya da bavulu yapıp yurt dışı, tabi ülkeyi iyi seçmesi lazım.

    Türkiye de ki işsizlik sorunu arttıkça işverenler çok daha rahat ve nobran olacaklar, 3 personellik işi 1 personele yaslayacaklar, mesaileri kale almayacaklar, zam oranlarını önemsemeyecekler. Çünkü kimse sormuyor onlara bir şey, muhasebecisi zaten ayarlıyor her şeyi onun için. Bu işyeri bana sigorta yapmadı dediğinizde bunu kanıtlamanız bile aylar günler sürebiliyor bazen. O zaman bile devlet senin için değil senin üzerinden iş verenin devlete ödediği sigorta primi için işin peşine düşüyor. Kısacası türkiye de işçinin, emekçinin, onuruyla çalışacak insanların çok fazla alternatifi yok çünkü onları sermayeye karşı koruyan bir devletleri yok. işveren de ben ekmek veriyorum her şey bana mübah diyor, sayemde evinize ekmek görütüyorsunuz diyor. Bu klişe 1950 lerden beri değişmedi, çünkü bizde başta Anadolu'da sermaye eğitimli liyakat sahibi onurlu insanların eline hiç geçmedi, nerede kerkenez var, deve var, kaba tüccarlıkla milyoner olmuş adam var bunların nesli işleri büyüttü. Aile şirketi dedin mi kurumsallığı unutacaksın. Türkiye de de aile olmadan büyük bir sermaye gücü haline gelmek neredeyse imkansız. Böyle bir kısır döngü işte.
    1 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük