istanbul Teknik Üniversitesi’nin en önemli isimlerinden Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Ahmet Ercan, arkeolojik kazıların jeofizik mühendisleri olmadan yapılamayacağını söyledi. Dipsiz Göl’deki kazının da bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini belirten Ercan, “Doğu Akdeniz’de, gölde değil denizde petrol arandığı gibi sismik yöntemlerle göl, akarsu, dere gibi yerlerde de tarama yapılır, bunun teknolojisi var. Aksi durum defineciliktir. Dipsiz Göl’de yapılan suçtur. Jeofizik mühendisi olsaydı, valilik izin bile verse o gölü boşalttırmazdı. ilkel, bilim dışı, definecilik yaklaşımıyla göl yok edilmiştir” dedi.
Halen izmir Nif Dağı’nda arkeolojik kalıntı aradıklarını anlatan Ercan, göl gibi sulak yerler dahil sismik araştırmaların nasıl yapıldığını şöyle anlattı:
“Jeofizik mühendisliği öğrencilerine dört yıl eğitim veririz. Bu dala ‘arkeojeofizik’ deriz. Arkeoloğun bir bölgeye ilişkin şüphesi varsa, buna ve kalıntının türüne ilişkin bilgileri jeofizik mühendisi ile paylaşır. Mühendis de bu bilgiler ışığında zeminin yerine göre yeraltını görüntüleme yöntemini seçer. Kalıntı göl içindeyse sismik aletlerle donanımlı bir helikopterle ya da tekneyle üzerinde dolaşılır. Jeoradar ya da elektromanyetik ışınlama, tıptaki üç boyutlu ultrason gibi görüntülemeyle zemin taranır. Ya da manyetik tarama, gravite gibi yollar denenir. Zemin görüntülenir. Hazine var mı yok mu tespit edilir. Hiçbir jeofizik mühendisi, valilik izin verse bile gölü boşalttırmaz. Bakın Doğu Akdeniz’de, koca denizin altında petrol aranıyor, aynı yöntem arkeolojik buluntular için de kullanılır. Dolayısıyla jeofizik mühendisi olmadan hiçbir kazıya başlanamaz. Dipsiz Göl’de yapılan defineciliktir ve definecilik suçtur. Her kim izin verdiyse suçludur. Vali izin verdiyse vali suçludur. ilkel, bilim dışı, definecilik yaklaşımıyla göl boşalttırılmıştır.
Uzanlar gittiğinde TMSF, Yeniköy ve Pamukova’daki villa ve arazisinde yer altı araması için beni çağırdı. Taramaları yaptık, bulguları yetkililere rapor olarak ilettik.” (Aysel ALP/ANKARA)