bulusulan kizin duba cikmasi

entry1 galeri
    1.
  1. uyandığımda duyduğum tek ses bilgisayarın fanının sesiydi. ne pis bişeydir uyurken ağzının suyu akması. tenyamıdır nedir alah belanı versin be. yastığın diğer yüzünü cevirip ağzımı silmiştim. hiç kafamı cevirmeden el yordamıyla yorganın içinde telefonumu aramaya başladım. bulamadım. küfür ettim fln. kafamı cevirip görerek aramaya bile üşeniyodum okadar yorgundum. saat 15.15 ti. bi de msj gelmişti. okudum. ''pişt şarapçı. bugun buluşuyoruz dimi?'' yazıyordu. hasktir dedim. bugun netten tanıştıgım kızla bulusucaktım unutmuştum. gülümsedim. güzeldi çünkü kız. monitoru actım. gece uyurken msni açık bırakmıştım. kimse yazmamış. allah belanızı versin dedim. online olanlardan sataşıcak birini aradım. bulamadım. siteye girip son bi kez fotolarına baktım kızın. ''hmmm güzel güzeeell'' dedim. yemek yemeden evden çıkmaya karar verdim. ''buluşunca oturucak bi yer bulamayız şimdi aq. açmısın bi yere oturalım mı? ben biraz açım derim. böylece o eziyetten kurtulurum.'' diye düşünmem çok etkiliydi bunda. minibüs beklerken sıkıldım. bitane gel gel sigarası yakmaya karar verdim. ozaman pişman oldum. ''keşke yemek yeseydim'' dedim. minibüs avcılara geldi. artık inmem lazımdı. indim.

    camiyle lise arasında ilerliyorum. ''ikinci el telefon lazım mı abi?'' diye soruyor işportacının biri. ''sağol'' diyorum. telefonların sıfır ve çalıntı olduğu belli. kızla vodafone un önunde bulusucaktık. her zaman önlemliyimdir. önce köşeden yaklaşmam gerektıgını biliyordum. direk yolun ortasından ilerlemek andavallık olabilirdi. iyice yaklaştığımda köşeden şöyle bi baktım bekleyen insanlara. aman allahım o ne! adeta bir godzilla, bilemedin kingkong, ne bilim sanki bi voltran vardı vodafone un önünde. avcılar sahil gözükmüyordu ulan! utanmasa güneş tutulması yaşatıcaktı bize. hemen telefona sarılım. avcılarda oturan arkadaşımı aradım. ''olm gel lan cabuk. igs nin arkasına gel. ben şimdi o tarafa doğru yürüyorum. 3-4 milyonda al yanına'' dedim. ama unuttuğum bişey vardı. igs ye doğru gitmek için yolun karşısına geçmeliydim. sinirlendim. bi sigara yaktım felan. ''nasıl gecicem ulan'' diye homurdandım. bilen bilir avcıların en cok ruzgar alan noktasını. biri vodafone dan stadyuma doğru giderken o dönemeçtir. diğeride onun tam karşısıdır. fazla beklemenin bi faydası olucagını düşünmüyordum. birden hızlı adımlarla yürümeye başladım. ruzgar saclarımı dağıtıyordu. bütün saçım suratıma felan yapışmıştı. bu adeta doğa ananın bana bi kıyağıydı. doğal bir biçimde suratım kamufle oluyordu. ne güzel lan. adımlarımı daha da sıklaştırdım ve karşıya geçmeyi başardım.

    ohhhhh demeye kalmadan telefonum çalmaya başladı. ''aha yılmaz da geldi heralde'' diye düşünürken kızına aradığını görmek beni mahvetmişti. ürkerek kafamı cevirdim kıza doğru. bana bakmıyordu. farketmemişti beni. hemen uzaklaştım ordan. igsnin arkasına varana kadar sürekli aradı beni. 3 tane de mesaj attı. ''nerde kaldın. cok soguk üşüdüm. daha evden cıkmadın mı yoksa uyuz'' gibi mesajlar atıyordu. adeta kendi kendine eğleniyordu. bi an ''yazık lan kıza'' diye düşündüm. sonra asıl yazık olanın ben olduğumu kavradım. karşıdan cılgın gibi bir bisikletli geliyordu. yaklaşınca anladım bunun yılmaz olduğunu. ''noldu olm!!?'' dedi. anlattım durumu. ''allah belanı versin'' dedi. başıma kötü bişey geldiğini, kaza yaptığımı, birilerinden dayak yediğimi felan düşünmüş.''hadi espresso içelim'' dedim. ''olur'' dedi. bg cafeye gittik. dışarı oturduk. kız uzun süredir aramıyordu. bi msj geldi. ''ben eve dönüyorum'' yazmış. cevap atmadım. bi dal 2001 çıkardım cebimden. ''şunun da tek kötü tarafı sıkı sarmıyolar'' dedim yılmaza. bi taraftanda sigarayı tersten masaya vurarak tütünleri sıkıştırmaya çalışıyordum. sırf onu görmek için gittiğimiz garson kız geldi. ''dılgo?'' dedi. sanki çok önemli bi işim varmış gibi elimle 'iki' işareti yaptım. hiçbişey demeden espressoları hazırlamaya gitti. karizmatik olduğumu düşünüyordum. bize doğru seyir etmekte olan espressoları görünce sigaramı yaktım...
    2 ...