Bir masalda okumuştum, erkek kıza yalvarıyordu gitmesin diye. Sevsin diye.
Şikayet ettiğini sanma sakın! Sevgilinin ayakları altında ezilen üzüm gibi lal renkli şaraba dönmüştüm ben. Bu yüzden razıyım ezilmeye.
Bir şiirde okumuştum galiba:
Daha üzümün asması yaratılmadan sarhoş olanım ben
Sen doğmadan önce aşkından berduş olanım ben.
Bir filmden diziden bir şeyden kalmış olmalı aklımda,
Bir gün diyordu adam. Bir gün bütün gücümle aşık olacağım.
Var gücümle aşık.
Bir mezhebe ait olalım dedik,orada bile bulduk kendimize aşkı.
Eyvah gülüm soluyor diye feryada başlayan bülbül en büyük dikene batırıyor kalbini. Kanı akınca Gülün üstüne gül kızarıyor hicabından.
Doğar doğmaz başlıyor, ilmek ilmek işleniyor aşk benliğimize.
Bütün gücümüzle aşık olma tutkusu.
Erkeğiz ya bize de düşüyor işte ah minel aşk.
Razıyız da ezilmeye.
Böyle büyüyünce bu topraklarda kolay mı kabul etmek gerçek aşkın olmadığını.
Varsa gerçek aşk varlığıyla yanariz
Yoksa gerçek ask yokluğundan yanariz.