Dünya bir geçimlik konaktır. Mecburi Geçiş güzergâhı. Kalıcı değil geçicidir. Amaç değil araçtır. Basamaktır. Bu minvalde düşünüldüğünde Müslüman dünyalıklara zevk değil nimet gözüyle bakar. Hayatını idame ettirebilmek, zaruri ihtiyaçlarını temin edebilmek için sahip olduğu herşey. Nimet kavramı ise ele giren çıkan değişken bir vasıtadır. Kalıcı olmayan şeye aşkla gönül bağlanmaz. Dolayısıyla Dünya Nimetlerinden istifadeyi de ölçülü helal ve meşru dairede temin etme yoluna girer. Yok eğer ele geçenler hesapsız ayarsız gayri meşru yada ahireti unutturacak seviyede ise o zaman o nimet değil külfet olur. Nimet bir araç olmaktan çıkıp amaç ve zevk haline gelirse o zaman hayır olmaktan çıkar şer olur. Şer ise ziyandır zarardır bela ve musibettir. Yani dünya ve nimetleri (zevkleri) kişiyi nefsine uyup kulluktan alıkoyan, allahtan uzaklaştırıp dinden imandan ahlaktan men eden, yolunu şaşırtan, ahiretini unutturan bir konuma sokmaya sebep teşkil ediyorsa islam dinine göre o insan aldanmıştır.
Tıpkı asr suresinde anlatıldığı gibi;
Asr Suresinin Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1- Asra yemin olsun ki,
2- insan mutlaka ziyandadır.
3- Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.