Jooquin Phoenix güzel oynamış, vermiş kendini karaktere ama çokta içim almadı.
Öncelikle şunu sormak isterdim herkese. Bu filmin adı "Joker" değil de "Bir adamın delirişi" olsaydı bu kadar ilgi çeker miydi, Bu kadar popüler olur muydu? Madem DC evreninden bir hikaye alarak dramatize edilecek o zaman o karaktere daha çok saygı duyulması gerektiğini düşünüyorum. Film sanki Joker'i mitolojik bir karakter gibi anlatıp hikayenin aslı gerçekte bu işte demeye çalışıyor. Ama Joker'e acımamızı ister gibi yapıyor bunu.
Bir insanın yavaş yavaş delirişi daha önce film olarak yapıldı ve bence "Shinning" de ortaya koyduğu performansla Jack Nicholson tahtında oturmaya devam ediyor.
Joachim Phoenix'in oyuncuğuluğuna diyecek bir şey yok beki ama filmin hikayesi, senaryosu ona eşlik etmiyor, onun düzeyine gelemiyor. Bu da filmi kanımca güdük kılıyor.
Bir yazar daha değinmiş; Kemal Sunal'ın gülen adam filmine gönderme varmış gibi. Yönetmen de senaristin de aynı kişi, ama Todd Phillips'in seyrettiğini sanmıyorum. Todd Phillips demişken de... Hangover serisi, Due Date ve sessiz film partilerinin favorisi "Afili Aynasızlar" gibi ağırlıklı olarak komedi türüne yatkın birine bu filmin yönetmenliğinin verilmesi anlamsız olmuş. Ama karanlık yönü abğır basan yönetmenlerle çok daha iyi olurdu bence.
Bence seyirciyi aldatan iki nokta var. ilki Joaquin Phoenix'in oyunculuğu. Kalibreyi öyle yukarılarda tutmuş ki bu filme kusur bulmak üzereyken sanki ondan utanıyoruz. Joaquin bir köşeden avaz avaz bağırıyor sanki "Hey adamım, nasıl oynadım ama... Biraz da bunu düşün"
Öte yandan filmin PR çalışması da bizi yönlendiriyor. Filme girmeden önce çok yüksek imdb puanına bakıyoruz ve "bu kadar iyi puanı olan filme ben mi kötü diyeceğim" diye geçiriyoruz içimizden. Sonra yazılı ve görsel medyada çıkan olağandışı övgüler var. Bu da bizi yönlendiriyor. Yok New York Times eleştirmeni, yok bilmem kim habire bizi gazlıyor. Sonra filme koyulan 18 yaş sınırı. Sizin için bir anlamı var mıydı? Kabul edelim ağır tahrik bu? 18 yaşının üstündekilere hitap edebilecek ne vardı filmde? Joaquin Phoenix filmde annesini boğarak öldürüyor ? Eeee.. Bunun aynısını Gladyatör'de de yaptı. Bu arada kendi ebeveynlerini sürekli öldüren karakterleri canlandırması da ilginç. Filmde anne dahil öldüğüne bizzat şahit olduğumuz 6 kişi var. Eeeee.. Gladyatör ? Bu bir pazarlama numarası bence...
Sonra... Madem sen Joker'in hikayesini kullanacaksın, madem ortam Gotham olacak ve yan karakterlerden bazıları Wayne ailesi, Alfred falan olacak o zaman bu hikayeye daha sadık kalınmalıydı. O da şu ki, Joker deli'den ziyade anarşist bir karakter. Sosyopat bir adam o. Burada neredeyse ağlasın diye omzumuzu verecektik. Bağımsız olarak çekilse hiçbir sözüm yok ama bu kadar çarpıtmaya da gerek yoktu.
Joaquin gerçek hayatta 45 yaşında. Filmde de aşağı yukarı bu yaşta. Bruce Wayne ise 10 yaşında ya var ya yok. Diyelim ki Bruce 25 yaşında Batman oldu. Bu durumda Joker 60 yaşında olacak. Ne zaman yapacak onca kötülüğü, ne ara Batman ile ölesiye düşman olacaklar. Hikayeden bir karakter alıyorsanız öncesi ve sonrası için seyircinin kafa patlatacağını ve filme olan motivasyonlarnı düşüreceğini de hesaplamalıydılar.
Tamam anladık... Bunu farklı ve tamamen bağımsız bir yapım olarak görmek lazım. Ama o zaman Joker'i, Batman'i kullanmasalardı. Hem Joker ismini seçerek bizi buna onlar itmiyor mu?
Filmi beğenenlere ve görüşlerine de saygı duyuyorum ama bu filmden önce benzerlerini seyrettiklerini sanmıyorum. Bir Shinning (Jack Nicholson), Taxi Driver (Robert De Niro) Guguk Kuşu (Yine Jack Nicholson), Zindan Adası (Di Caprio) ve daha gider.
Bir filmi benim için değerli kılan birden fazla seyretme isteği uyandırmasıdır. Örneğin Platoon - Müfreze (1986) filmini 23 defa falan seyrettim sanırım. Crash - Çarpışma'yı (2004) izlerken küçük kızın vurulduğu sahnede her seyredişimde gözlerim dolar, Dances With the wolves - Kurtlarla Dans (1990) sonunda Rüzgar Saçlı Kevin Costner'a tiradını haykırırken de olduğu gibi...
Bu filmin tek ve çok büyük bir cephanesi var. O da Joaquin'in oyunculuğu. Kısa ama çok etkileyici bir rolle ellerini öpesim gelen Robert De Niro da için aynı şey geçerli. Ama bu da bana bu filmi tekrar tekrar seyretme isteği uyandırmıyor.