Neden bilmiyorum ama sanırım yaşlanıyorum. Kimlikte değil belki ama düşüncelerimde sanki. Önceden beri dinlediğim güzel bir şarkıda, temiz havanın kokusunda, denize bakarken, yağmur yağarken ya da hiçbir şey yapmadan, sadece otururken gidiyorum eskilere.
Ne garip. 1 saniyeyi bile geri alamadığımız şu dünyada bir 7 8 yıl geri almak istiyorum kendimi çokça. Oha lan diyorum. Nasıl geçmiş habersiz, o güzelim yıllarım. Mutluluk, sevinç, aşk, acı, ayrılık, hüzün, doğru, yanlış, yaşanmışlık, yaşanmamışlık, olmuşluk, olamamışlık.. Ah o olamamışlıklar.. Hepsi birbirinin sureti şeklinde sanki. iç içe. Ve hepsi bir çorba gibi beynimde.
Bazen geçmişe gidip yanlışlarımın hepsini düzeltmek istiyorum. Hatta belki giderken yanıma son 5 yılın lig maçları bültenini de alır geleceğe dönüş filmindeki gibi zengin dönerim buraya. Hem de şimdi keşke yapmasaydım dediğim şeyleri yapmamış olarak. Ama sonra diyorum ki, Yaptığım hatalar, yaşadığım güzel şeyleri etkiliyor muydu acaba? Belki o hataları yapmadan o anılarda yaşadığım güzel günleri yaşayamazdım belki. Ne dersin? Boşver. Ne diyorduk? Yaptığın şeylerden duyduğun pişmanlık geçiyor. Ama yapmadığın şeylerden duyduğun pişmanlık asla yanında ayrılmıyor.
Ha bir de.
Sanki duygularım çekilmiş gibi artık. Pek heyecan hissedemiyorum bu dünyaya karşı. O önceki enerjik halim gitti. Nerede? Bilmiyorum. Bulamıyorum da.
Fakat hayatıma giren çıkan onca insana rağmen hiçbirini özlemediğimi fark ediyorum. Ben kendimi özlüyorum. Onların yanındayken olan kendimi. O anı. O heyecanı. O hissi özlüyorum.
Sanıyorum kendimi kaybediyorum o yaşadığım geçmişte. Bi çıksam ortaya her şey hallolacak ama. Hadi bakalım. Bi umut.