cigarettes after sex grubunun 25 ekim’de çıkardığı son albümleri olan cry’ı dinledim.
çiçeği burnunda albümler için acele davranıp, yorumlar yapmayı pek tercih etmesem de bu albüm için bazı şeyler karalayacağım buraya.
öncelikle, ilk izlenimlerime göre önceki cigarettes after sex albümleri tarzında bir albüm olmuş, diğer bir ifadeyle grup, yine kendi tarzının dışına çık(a)mamış.
grubun müzikal tarzı hoşuma gitmiyor değil fakat albümün tüm şarkıları birbirine benziyor. sanki grup, bütün müzikal kariyerlerini tek bir şarkı üzerinden oluşturmuş ve bu çizgide de devam edeceklermiş gibi duruyor.
haliyle 2-3 şarkından sonra da iyice bayıyor beni. bu durumun bence iki ana sebebi olabilir. bir grubun yaptıkları müzikte en ufak bir değişime, gelişime gitmemesinin birinci sebebi, maddiyattır. ikinci sebebi ise hayal gücü, yaratıcılık eksikliğidir. şahsen böyle grupların, sanatçıların çok da hayranı olamam.
canlı performanslarında şarkıyı bambaşka bir şekle çeviren, albümdeki halinin dışına çıkaran, başka bir boyuta taşıyan eric clapton gibi, mike oldfield gibi hayal gücü uçsuz bucaksız olan adamların hayranıyım daha çok.
canlı performanslarında attığı soloları bir daha çal(a)mayacak kadar doğaçlama yeteceğine sahip bir müzik dahisi olan red hot chili peppers’in efsanevi gitaristi john frusciante’ye hayranlık besleyebilirim ben.
tüm bunlara rağmen yine de dinlenebilir bir albüm olduğunu da söyleyebilirim.