ben başka bir filmmi seyrettim acaba diye beni düşüncelere gark ettiren film.
film tamamen klişeler üzerine kurulu bir kere. tüm çatışmalar, iki karakter vs. hepsi tanıdık geliyor bi yerlerden.
örnek vermek gerekirse hüzünlü adamın kendi doğum gününden haberi yoktur, işyerine gider etraf sessiz sakindir, iyiki doğdun diye atlarlar..en son maskeli beşlerde vardı böyle bir sahne yahu. bu basit bir örnekti. genel hikayenin iskeleti de klişeler üzerine kurulu.
ayrıca klasik bir hikaye yeni bir şeymiş gibi ve hesapta derince incelenirmişçesine tekrar önümüze seriliyor, ama yok öyle bişey, nerde ne olucağını gayet rahat tahmin edebiliyorsunuz.
oyunculuklar çok iyi olmasına rağmen senaryodan ve yönetimden kaynaklanan problemler vardı. esas kızımız ağlıyo, sinirli falan, o sırada bile beyimize edebiyat yaparak cevap veriyor..
klişeler serisi şeklinde giden filmin son 15 dakikalık kısmında yine bir klişe üzerinden sağlam ajitasyon yapılmış, hüzünlü müzik, hüzünlü ses tonu falan. insanın içi orda bi kötü oluyo cidden, br tek orda etkileybiliyor belki, son kısım olduğu için de akıllarda o kalıyor gibi. ama filmi nerden kurtarsak, nasıl beğendirsek tarzı bir düşüncenin ürünü gibi geldi o sahnelerde. inandıramadı beni kendine. ki dediğim gibi, klişeler olunca inanmak güçleşiyor.
kısaca oyunculuk ve müzikler haricinde kayda değer bir film olmadığını düşünüyorum. babam ve oğlum, mustafa hakında herşey gibi muhteşem yapıtları olan çağan ırmak büyük hayal kırıklığına uğrattı beni.
hele de vizyonda mustafa, devrim arabaları, üç maymun, muhteşem bir gün gibi filmler varken gidilmesini kesinlikle önermiyorum, dvdsini alıp izlersiniz, bu filmlerden birine gitmediğim için çok kızdım kendime..