15 temmuz bir darbe değil işgal girişimiydi. beklenen darbenin durdurulamaması ve o kargaşada pkk/ ypg nin 10-15 bin civarı hazır bir kuvvetle ( ispatlı bilgidir) ülkenin doğusundan girmesi ve Nato'nun olaya müdahil olmasıyla ülkenin o her yere astıkları sözde haritalarındaki gibi parçalanmasıydı.
Olmadı çok şükür.
Türkiye; darbeden tam 40 gün sonra 24 ağustos 2016 günü sınır güvenliğini sağlamak ve terör koridorunu paramparça etmek adına hamlesini ( yıllar yıllar engellendikten sonra) yapmıştır. orada yakalananlar:
yer altı tünelleri. arkadaşlar kilometrelerce uzunlukta, metrelerce derinlikte ve bilmem kaç ( hatırlayamadım şimdi) metre kalınlığında betondan tünel yapmak için:
1-) gereken bütçe ( milyarlarca dolar)
2-) gereken teçhizat ( kazmak ve inşa için)
3-) gereken organizasyon/ akıl ( mimari ve hesaplama)
yahu bunları bir terör örgütü yapabilir mi? bunların hepsi mühendis/ mimar falan mı zannediyorsunuz?
yer altı karargahları. karargah ulan karargah! boyalı - sıvalı terörist karargahı mı olur? Nato üssü bildiğin. gidin bakın arayın videoları.
yer altı hastaneleri. tam teçhizatlı. ülkelerdeki INGO lar ( uluslararası sivil toplum kuruluşları ) ne işlere yarıyor görün. sözde halk için bölgeye giden yardımlar terör örgütlerine destek için kullanılıyor.
kara dan zaten operasyon yürütemezler; ha keza deniz de artık kapalı. bir tek üstümüz açıktı ki onu da s-400 hamlesi ile çözdük. Türkiye işgal etmek için çok büyük devlet; lakin 150 generalin fetöcü çıktığını unutmayın. ordumuzun neredeyse yarısı; belki daha fazlası bizim değil onların idi.
hala kendi hayal dünyasında olan ülkede bir %40'lık kesim var. bu korkunç yahu cidden korkunç. adamların dünyadan haberleri yok, umurlarında da değil. iç siyasetteki güç mücadelesi gözlerini kör etmiş. bunların kimisi kör kimisi art niyetli.
hazırlanıyorlar kısmı; o plan tutmadı, şimdi yeni arayıştalar ama önceden onlar atak biz savunmadaydık. 15 temmuz'da attıkları yumruğu savuşturup üzerine fırat kalkanı'yla bir tane çakınca hamle önceliği bize geçti. artık biz bir şey yapıyoruz onlar karşılık vermeye çalışıyor. zeytindalı harekatı, s-400, pençe, idlib, astana üçlüsü ve sair. şimdilerde barış pınarı harekatı.
kim ne kadar farkında ama tarihi günlerden geçiyoruz.
dünya yeniden şekilleniyor. miladı 20 yüzyıl dengesi bitiyor; 21. yüzyılın dünya düzeni oluşmaya başladı. Türkiye'nin hayırlısıyla hamlelerini doğru yaparsa zahiren önü açık görünüyor.
Türkiye, nasipse adım adım süper güç olma yolunda hayırlısıyla ilerliyor.
süreç sonunda dominant güç Çin, onun yanında Türkiye, Rusya, zayıflamış aynı zamanda ayrışmış AB ve ABD olacak. Batı'nın fişi zamanında yükseltenler tarafından çekildi ( zahirde) , şimdi aynı ekip Çin üzerinden Doğu'dan geliyor. Batı hayranı beyaz türklerin yerini Avrasyacı tipler alacak veyahut aynı ekip bu kisveye bürünecek.
Çin hakimiyeti bence diğerleri kadar uzun sürmeyecek, yapmayı hedefledikleri dönüşüm hamleleri için insan kaynağını hem atölye hem laboratuvar olarak kullanıyorlar. artık işler geliştirilen teknolojik imkanlarla çok daha hızlı ilerliyor.
aynı ekibin hamlesinin Çin'den sonra Türkiye'ye geçmek olduğunu düşünüyorum. Çin canavarını kafese Türkiye ile sokacaklar. Yani?
hayırlısıyla nasip olursa kendi adımlarımızı doğru atarak süper güç mü olacağız?
yoksa oyundaki en büyük kukla mı olacağız?
bunu bizim kararlarımız/ yapacaklarımız; yürüyeceğimiz yol belirleyecek.