yönetmeni kimse berbat işler yapıyor. senaryo hakkında yorum yapmak istemiyorum. organ nakli için acilen toparlanıp gittikleri bir sahne vardı. karaciğeri alıp mini çakmaklıklı koruyucu kutuya koyuyorlar. dr tabi koymadan önce ön bilgiyi veriyor. neymiş efenim kutu içindeki ısı 4 derecenin altına 8 derecenin üstüne çıkmayacakmış. tamam orayı anladık. sonra bunlar polis arabasıyla dönerken birden bire sanki ellerinde bomba varmışçasına ısı yükselmeye başlıyor. nasıl oluyorsa artık? kül kedisi hikayesindeki saatin onikiye vurmaya doğru gidişi gibi. bu arada kül kedisinin ayakkabısının camdan olmasına değinmiyorum bile.
neyse bunlar bi istasyonda durup buz arıyorlar. buz bulamayınca da kivili, muzlu milkshakleri kutunun içine yani ciğerin üstüne boşaltıyorlar. sonra amanda aman nasılda yaratıcı çözüm bulduk der gibi doblo polis aracına binip yola devam ediyorlar. bütün bunları düşünen doktorun aklına karaciğerin nakli esnasında sorunla karşılaşmamak için bir operasyon yapması gerektiği geliyor. neyse 8. sınıf buzdolabı poşedini oop kutunun içinden çıkarıyor. o da ne muzlu kivili milkshakein içinde yüzen ciğer tertemiz çıkıveriyor. hadi buraya kadar tamam dedim. eeee sen sonra al pişirme kağıdının üstüne ciğeri koy lap diye arabanın sıcak kaputunun üstüne yapıştır. sonra pipetle ciğere gerekli işlemi yap.
en son dünyayı kurtaran adam da bu kadar kült sahneyi arka arkaya izlemiştim.
höhhh dedim. höhh.
koskoca dizi çekiyorsunuz insan bir doktordan destek alır. hocam der bu sahneleri bide siz inceleseniz. bir yerde hatamız olabilir mi? falan fulun. türkiye'de dizilerin %98 i ikinci bölümden sonra saçmalamak zorunda mı amk?
