ilk türk pozitivist, naturalist ve materyalist felsefeci, ilk denemeci yazar, ilk Biyografi yazarı ve ilk eleştirmen olarak da tarihe geçmiştir. tüm bu meziyetleri ve pos bıyıkları ile türk nietzsche de denilebilir kendisine fikrimce.
Doğum yeri istanbul olan fuad, 1852 yılında doğmuştur. Aslen Gürcistanlıdır. Osmanlı imparatorluğunun aydın kişiliklerinden biri olan Beşir Fuad, bilim, edebiyat, eleştiri, felsefe, biyografi dallarında birçok eser vermiştir.
1873 yılında Mektep-i Harbiye’yi bitirmiş olup Sultan Abdülaziz’e yaverlik yapmıştır. Bunun yanı sıra pek çok savaşa gönüllü olarak katılmıştır. Fransızca, ingilizce ve Almanca dilinden çevirdiği pek çok eserleri dilimize kazandırmıştır.
1886 yılında Annesinin paranoyadan ölmesi yazarda delirme korkusu yaratmıştır. 5 Şubat 1887 yılında evinde bileklerini keserek ve tüm bu anı, dostu ahmet mithat'a bir mektup şeklinde yazarak henüz 35 yaşında iken intihar etmiştir. Son arzusu cesedini Kadavra olarak bağışlama isteği ise kabul görmemiştir.
kendisi gibi arafta kalmış, ne doğuya ne batıya yaranabilmiş, ne sağa ne de sola yar olamamış cemil meriç'in, fuad ile ilgili yorumu ise şöyledir;
“Alışkanlıkları ile Osmanlı, kafasıyla Fransız. Beşir Fuad’ı Cizvit’ler zehirledi. imanını kaybeden o coşkun zekâ, yeni bir din buldu kendine: Maddecilik. Batının müsbet ilimlerini naslaştırdı. Kılıç bir fetih aracı değildi artık. Zafer rüyaları ancak kalemle gerçekleşebilirdi. Abdülaziz Han’ın yaveri bu çetin kavgaya kahramanca atıldı. Ama çağdaşlarının dilini konuşmuyordu Beşir. Her makaleyle biraz daha yalnızlaşıyor, uçurum biraz daha derinleşiyor, anlayışsızlık kine inkılap ediyordu. Burkulan şuurunu uyuşturmak için içkiye ve kadına koştu. Nafile… Dudaklarında günahların buruk tadı, bezgin ve yorgun. Kavgaya devam etti. Gönülle aklın, şiirle nesrin, imanla inkârın, Doğu ile Batı’nın kavgası. O yalçın irade, bu çılgın savaşa üç yıl dayanabildi. Hayalle gerçek arasındaki uçurum, maddecilikle doldurulamazdı. Na’şını fırlattı uçuruma.
Don Kişot’u kitaplar çıldırtmıştı. Beşir’i ise kitaplar öldürdü.”