Ben babamdan, kazancının çokluğundan ziyade, yaptığın işin yasal ve sigortalı olmasına dikkat et, nasihatini duyarak büyüdüm. Babam ayrıca bunun, yaşlılığı, evliliği, iş göremez hale düşülmesi, hasta olunması gibi bir çok halleri var derdi.
Bir vakit geldi. Evlendim. Kayınbabamın, sigortası olmadığı gibi, başlangıcıda yok. Neyse başladık buna tazyike. Adam gece gündüz çalışır, günde yer. Sigortaya bir türlü yanaşmaz. Yaptıramadık.
Dilimden, Gün geldi, Sayısı altı olan kızlarından biri, bir işe girdide, onu ve annesini kendi üzerine kaydettirtide kurtuldu. Hemde sigortalı hale geldi.
Bu tartışmaların üzerinden bir kaç vakit geçmiştiki; kayınbabam rahatsızlandı. Teşhis vahimdi. Dahası; tedavisi yolunda günlük harcama, o zamanlar binlerle ifade edilmekteydi. Şahsa kalsa, altından kalkılır gibi değildi.
Hasta olduğuna, hepimizden çok o üzüldü.
Bir yandanda sigortalanmasına vesile olan kızına teşekkür ediyordu. Ona sarılırken, minnet duyduğu her halinden belli oluyordu. Onu görünce derleniyor, toplanıyordu. Üzülüp ağlamasına sebep olmak istemiyordu.
Ziyaretine gelenlere sigortanızı yaptırın. Bakın; benim kırk dokuz yaşıma kadar, edindiğim tüm mal varlığım, neredeyse aylık tedavime yetmezdi derdi.
oğluna, çocuklarına parasını verdi, sigorta yaptırdı.
Çok geçmedi vefat etti. Allah taksiratını affeder inşallah.
