Amerika açısından düşünecek olursak;
Petrol artık uğruna savaşılacak birşey değil. Kademeli olarak önümüzdeki yıllarda otomotiv üreticileri önce hibrit modelleri daha sonra da tamamen elektrikli modelleri piyasaya sürecek. Hal böyleyken suudiler başta olmak üzere diğer petrol sahibi ülkelerin Amerika’yla olan müttefikliği tekrar masaya yatırılacak. Bir diğer husus Amerika bile Türkiye’yle savaşmayı göze alabilecek bir ülke değil bu yüzden olaya müdahil olmamayı uygun gördüler.
Türkiye açısından;
Suriye’nin kuzey şeridi ister kabul edin ister etmeyin şu an Türkiye’nin 82. Vilayeti konumunda. Hastanesi, postanesi, karakolu, kışlası, okulu bizim tarafımızdan idare ediliyor. idari olarak Türkiye’ye bağımlı bir yapısı var. Olay sınır güvenliğini çoktan aştı. Etrafınızda asker, polis, hemşire, doktor, öğretmen tanıdığınız varsa teyit edebilirsiniz. Atama için tercih yaparlarken suriye şehirleri de seçenekler arasında bulunuyor.
Suriye açısından düşünecek olursak;
Esad ışidle uğraşmaya çalışırken PKK ve benzer uzantılarına tabiri caizse yol verdi. Çünkü bu yamyamlarla uğraşacak gücü yoktu. Hem pkk’nın Türkiye’ye düşman olması da işine geliyordu. Bu bölgedeki PKK/ypg tüm dünyada eşi benzeri görülmemiş bir lojistik/personel desteği alsa da başarılı olamadı. Çünkü mental bazda ışid gibi radikal bir yapıyla silahlı mücadeleye girişmek kulağa çok romantik gelse iş pratiğe döküldüğünde çuvalladılar. Çünkü gerçek bir savaş anlatıldığından çok farklıydı ve yeterli tecrübeleri yoktu.
Özetle;
Suriye’nin kuzeyi ikinci bir kandil olmasın diye uğraşıyoruz ve şimdiye kadar bunda ciddi ölçüde başarılı olduk. Esasında bizim Kürtlerle bir problemimiz yok. Irak Kürdistan’ıyla olumlu ilişkilerimiz var. Türkiye’nin Barzani’yi desteklemesi sınırlarımızın ötesindeki Kürt hareketini birkaç farklı fraksiyona bölmüş durumda.
Suriye meselesi normal bir insanın algılayabileceğinden daha karışık. Şu an kuzey Kore’nin bile Suriye’de askeri var. Hal böyleyken Suriye’den bize ne demek kafamızı deve kuşu gibi kuma gömmek imkansız olurdu.