bir ömrün uğruna heba edilmesinin, meşguliyetin derinliğinin, duyulan haz ve aşktan mütevvelit vaki kılınmakta olduğunun bilincinde olunmasının, bu fikriyat dahlinde ele alınmasının, yoğrulmasının, neticelendirilmesinin farz bulunduğu şerait. nasıl ki dünyevi his ve arzuların akabi ve neticesinde zuhur eden aşk mihnetinde salt bir takdir ve içlenme hissi uyanmaktadır içimizde, bu aşkta da muvazi bir hissiyat ve hareket tarzı benimsenmeli. fezanın, nebatın, hayvanatın, en nihayetinde uğraşların esbab-ı mucibesi insanoğlunun selameti uğruna sair meşgalelerden, zevk-i sefadan ricat olunmak arzusunun (öyle görünmesinin), veyahut mecmu zevk-i selimini bilimde bulan beşerin gördüğü takdir(tarafımızdan, karakterine bahşedilmiş hümanist tavır ve eylem neticesiyle) bendenize pek abeste iştigal gelmekte. bi "aslı ile kerem", "ferhat ile şirin" destansı aşkı örneklemesi eyleyerek, neden bi "quantum ile einstein", "torichelli ile basınç", "alternatif akım ile tesla meselesi" gibi efsaneler dolaşmasın dilden dile, destanlaşmasın; yoksa einstein dan da giden koca bi ömürdür, ferhattan da, keremden de. Çekilen çileyse aşkın ululuğundaki mihenk, o vakit içinden çıkılmaz denklemlerin çektirdiği çilede ne aşağı yan kalır kazmayla dağı delmekten, çölleri aşmaktan. farketmişinizdir: evet, pozitivizm benim neyime; ben kulunuz, iflah olmaz bi aşk adamıyım.