istanbul kırmızısı

entry33 galeri video1 ses1
    32.
  1. tarih boyunca insanlar insanları milyarlarca çeşit sınıflandırmaya tabi tuttular ama bana göre en azından bizim insanımız için bu film güzel bir merhale oldu.

    bence bu film yüzeysellerle derinleri ayırıyor, başarısı da burda.

    başarı kıstası kimine gişe, kimine seyir, kimine felsefe, kimine unutulmazlıktır.

    bence bu film öykü filmi olmaktan çok karşı karşıya kalınan yaşantıların filmiydi.

    yani bizi öykünün mantığı veya muhteşemliğiyle değil, orhan'ın maruz kaldığı psikolojik engebelerle kuşattı.

    aşk, yalnızlık, vefasızlık, başarı, başarısızlık, kırılan kabuk, melek gibi insanlar, şeytansılar, korku, cesaret...

    orhan 2 saat içinde sanki her şeyin tezatıyla sınav verdi ve bunu uzak durmaya özen gösterdiği istanbul'da yaptı.

    istanbul ki bence filme ismiyle müsemma asıl havasını veren şey olmuş.

    bu filmi şu veya bu milletin insanı anlamsız bulabilir, bunu anlayabilirim.

    bana göre de film roma'da, hamburg'da veya lima'da geçse bu denli anlamlı olmazdı.

    ama bu haliyle başyapıt kere başyapıttır.

    çok fazla açılım yapmayacağım, her şey çok ortada.

    tek bir örneğim var...

    filmin en güvenilmez karakteri en başında ''kötü alışkanlıkları olmayan insanlara güvenmem'' diyecek kadar güvenilir görünen çıktı.

    film kötü değil.

    bazıları ikilemlerine ve felaketlerine dayanamıyor ve bunu itiraf edemiyorlar.

    bazıları da dümdüz anlamamışlar.

    bana göre tek kötü tarafı doluluğuyla yormasıydı. ki bu bile aslında süper.
    0 ...