önsöz: yeni şafak denen peçeteye güvenip de kıçımı silmem. külliyen yalan olma ihtimâli yüksektir ama diyelim ki değil...
benim bir prensibim vardır: intihar edene üzülünmez. kimler intihar etti de üzülmedim, buna da üzülmem. bunu önden söyleyeyim.
bu çocuktur. şartların kurbanıdır. bunların tümü doğrudur. bu da ikincil söylemimdir.
şimdi asıl konuya gelelim: bu ve bunun gibi yüz binlerce çocuğun Türkiye'de ne işi var? suriye'de mezhep savaşını kimler çıkarttıysa bu çocuğun kanı da onların elindedir. çocuğun suçu yok ama suriyelilerin Türkiye'de yedikleri hurmalar ortadadır. beyoğlu oldu yeni halep. aksaray tarafında arapça tabelalar her geçen gün artıyor. yüksek yerlerden gelen emir nedeniyle kayıt altına alınmayan suçlar ortadadır. suriyelilerin ve suriyelilerden çok arap olanların basına yansıyan türkofobik söylemleri de ortadadır. suriye'de bayram tatili yapıp tekrar türkiye'ye dönüyor yüz binlercesi.
biz "suriyeliler ülkelerine gitsin" dediğimizde bizi ırkçılıkla suçlayanlar, bakın; bu sizin de eseriniz. yaşıtlarını dışlayan çocuklara "ırkçı piçler" diyen de beyinsizin önde gidenidir. 9 yaşında çocuğu 90 yaşında adam dışlamaz, di'mi benim yerli ve millî sığırım?
bu ülkede açlıktan kendini ve çocuklarını öldüren anne babalar var. hepsi de türkiye cumhuriyeti'nin vatandaşları. siz hiç açlıktan kendini ve çocuklarını öldüren suriyeli duydunuz mu? duyamazsınız, çünkü o açlıktan kendilerini öldürenlerden alınan vergiler suriyelilere harcanıyor. bir ara hesabını yapmıştım, suriyeli bir aile tüm olanaklardan yararlansa havadan 5000 lira civarında giriyor evlerine. buna iş yapıp kazandıkları da dahil değil üstelik. türkiye'de kaç eve 5000 lira giriyor? türk ölünce kimse sallamaz, iki suriyeli ölünce böhüüüü! ikiyüzlüsünüz, şerefsizsiniz ve kelimenin gerçek anlamında ırkçısınız.