türkler faşist değil ancak diğer sömürge sahibi ülkelerin yurttaşları ne kadar vatanseverse türklerin sırtına onların kendi ırklarıyla övünme hakkının onda birini vermezsen tanımazsan tabi ırkçı dersin. ancak sözkonusu faşizm ise, faşizm başlı başına bir sistematiktir, doktrindir. toplumu cahil bırakmak, yoksul bırakmak, liderin peşinden sürüklemek, belli bir ırkın ekonomide ve piyasada iş yapmasını sağlamak devlette kadrolaşmasına izin vermek anlamında mussolini nin bir tezidir. toplum faşizm'den haz ediyor mu? geçtiğimiz 20 senedir hep olduğundan daha fazla haz ediyor. burası doğru. devlet sol ideolojilerden ziyade sağ ideğolojilere daha yakın. bunu toplum istiyor. ancak tam anlamıyla faşist bir rejim inşaa edebilecek bir donanımı ve bilimsel altyapısı var mı türk ırkının? burada tamamen türkiye türklerinden bahsediyorum. bence yok. sadece günü kurtarmak için millet sanayide göz açsın, cep telefonu dükkanı mağazası açsın, imalat ve ihracat yapmayayım, döviz akışını garanti altına alacak bilimsel keşifler ve arge yapmadan biat edene hibe yağdırayım demekle tüketime dayalı ekonomiyle halkı sürekli borçlandırarak faşist bir rejim kuramazsınız. bakın akp ile fetönün arası açıldı, üstün bireysel yetenekleriyle gerici ideolojileri angaje edecek ters toplum mühendisliği yapacak bir kadrosu kaldı mı hükümetin? kalmadı. hangi bilgi ve teknik ile hem liberal ekonomiyi hem de sol ideolojileri bastırıp ikisinin de elinden alıp faşist rejim kuracaksınız? 1960 lardan beri her 10-12 senelik periyodlarla türkiye bölünmeye çalışılıyor. kürt-türk sağ-sol faşist-komunist şimdi de laik-antilaik diye memleket bölünüyor. bilmem kaç trilyonluk bor madeni üzerinde oturuyoruz muz cumhuriyetini kuracağız osmanlıyı geri getireceğiz diye osmanlı-ülkü-türk ocaklarında tarikatlerde şeyhler şıhlar milletin beynini yıkıyor. türk kimliği araplaştırılıyor. daldan dala atlıyorum kusura bakmayın. tüm islam ülkelerinde insanlar sıcak bir enerji ile islami yönlerini öne çıkaracak şekilde giyinip-konuşup davranabiliyor. ancak tahakküm ve tasdik almış başını gitmiş. atatürk islam dinini ve gereklerini insanların ne ölçüde ne kadar yaşamak istiyorlarsa o kadar yaşamalarının başka başka insanların tahakkümü altına girmemelerinin zeminin hazırlamış. bu da bunun adı da türk milletidir. islam ülkelerinin -ki birçoğu da avrupalı ülkelerin sömürgesidir- islamı yaşama biçimleri ve uygulamaları birbirine benzemez. bizim de farkımız bu olsun. illa alıp da suudi anayasasını başımıza giydirmenin gereği yok. hah. bu anlamda. türkiyedeki faşizm tam anlamı ile aslında toplumun faşist eğilmlernin onların sonunu getirecek şekilde topluma karşı kullanılması anlamında "antagonist" yani kahramanlık duygularını sömürme anlamındadır. toplum kandırılmıyor olsa da ortalama gelir düzeyini 20.000 - 50.000 dolar seviyesine çıkarmak maksadı ile belli bir zümreyi "upgrade" edip olanaklar ve ayrıcalıklar tanınıyor olsa, o "faşizm"e can kurban. burada asıl maksat insanları birbirine kırdırmak. ayrışma yaratmak ve bölmek. tamamen düşük ya da ortalama iq ya sahip ve nispeten tahsilsiz insanların öfke ve kinine ve hezeyanlarına yönelik açıklamalar ve uygulamalar yapılıyor. bütün dünya ülkelerinde abd ingiltere almanya da dahil zaten halkın %50 den fazlası çok ta tahsilli ya da zeki değildir. maksat bunu lehine çevirmek olmamalıdır. peki bir faşist rejim söz konusu ise, ya da toplum faşizmden haz ediyor ise, bu bir çöküşü ya da bir sonu gözle görülür bir yok oluşu getirir mi? korkarım ki getirmez. kamboçya örneğinde olduğu gibi. çünki çöküşün ya da yozlaşmanın getirdiği külfeti siz devlet olarak faiz borç ve fiyat artışları olarak topluma yansıtırsınız, ve faşist rejiminizi finanse eder sürdürürsünüz. "son" dediğimiz nokta hiçbir zaman gelmez. ta ki 17 yaşında elinde kalaşnikof lu veletler başınıza dikilip okuma yazma bilmeden pirinç tarlalarında çalışırken -hala hayatta kalmış iseniz- bulunca anlarsınız sonun geldiğini. ya da ülkenizin topraklarının %60-%70 inin araplara ve israillilere satılmış olduğunu ve bu topraklara sizin ordunuzun ve polisin bile girememesi için silahlandırılmış askerler şehir merkezinde gezerken görürsünüz. anlayacağınız, türkiye'de bir "faşizm" tehdidi yok, yozlaşmanın ve gericiliğin ilkel dürtülerin boş vaatlerle kirli emeller için topluma karşı kullanılması var. faşizm olsa ya da türk ırkının faşist duyguları biz türklerin çıkarları için ullanılıyor olsa, buna faşizm dersin. o da bir erdem dir. anladınız siz daha fazla yazamayacağım...