o çok yanlış bir şeydir. sonuçta kütüphane kamunundur.
bir de kitapçıdan kitap çalma meselesi vardır. işte o bir efsanedir. zira kitapçı kapitalist düzenin sermaye sınıfını -daha teknik tabirle ticaret burjuvazisini- temsil eder. dolayısıyla zaten devrim yapılıp mülkiyet ortadan kaldırılacağı için kitaba para vermek devrici bir eylem sayılmaz. onu zorla almak gereklidir. çünkü iktidar zorla alınır. ama bu zorla ele geçirme işi öyle her kitap için de yapılamaz. bunun da raconu var. bizi sistemin dışına çıkaracak kitapları çalmamız gerekir ki o kitaplardan öğrendiklerimizle global kapitalist düzeni yok edebilelim. velhasılkelam marx'ın kitabı için 70 tl para ödemek anlamlı değildir. bu mantığa göre, kitapçıdan bazı kitapları araklamak gayri meşru değildir. legal olmasa da meşrudur.
işte tam bu teorik altyapının üstünde bazen pek matrak hadiseler tarihte zuhur etmiştir. mesela sosyalist bir gruptan bir yoldaş kitapçıya kitap çalmaya gidecektir. diğer arkadaşları da bu planlı, devrimci eylemden haberdardır. eylemci yoldaş evden çıkarken arkadan bir ses duyulur:
-"bana da 18 brumaire'i çalsana!"
evet bu gerçekten dönüp dönüp güldüren bir hikayedir.
