türbanlı başbakan obama

entry4 galeri
    1.
  1. rasim ozan kütahyalı'nın en az askerlikle ilgili yazısı kadar etkiliyici tespitleridir.

    --spoiler--
    Obamanın muhteşem zaferine şahit olurken ben de çok duygulandım. ABDnin yakın tarihini düşündüm. Okuduğum kitaplardan satırlar, izlediğim belgeseller ve filmlerden resimler aklımda uçuştu Obama’nın o mükemmel Chicago konuşmasını dinlerken... O günlerden bugünlere gelinebilmesi içimdeki inanç ve umudu tazeledi... Tarihin akışını bizlerin yani insanların iradeleri ve normatif çabalarının belirlediğine, belirleyeceğine yeniden inandım... Ardından kendi ülkemi düşündüm...

    Obama'nın ABD'deki zaferinin Türkiye'deki birebir karşılığının türbanlı bir kadının başında olduğu bir siyasi partinin seçimi kazanabilmesidir diye düşündüm... Türbanlı bir kadının bu ülkenin başbakanı olabilmesi... Şu an itibariyle üniversite kapılarından kovulan, bankada veznedar bile olamayan türbanlı bir kadının başbakanlığa ulaşabilmesi... işte Obama olayı böyle bir olaydır ABD için...

    ABD'deki zenci meselesinin Türkiye'de tastamam karşılığının türban meselesi olduğunu daha evvel de yazmıştım... Bu ülke de Kürtler, Aleviler ve dindar erkekler de sistem tarafından makbul görülmüyor.

    Fakat tüm bu kimliklerin kendilerini zenci kimliği benzeri direkt belli eden bir görünürlüğü yok. Görünür görünmez yaftalanma ve dışlanma gibi bir durumları yok... Sırf görünümleri yüzünden okula öğrenci olarak gidememek, bir resmî ödül kazandığında alamamak, apoletli adamlar tarafından yüzlerine bile bakılmamak gibi rezaletleri yaşamıyor bu insanlar... Bunu bugünün Türkiye’sinde türbanlı kadınlar hâlâ yaşıyor. Başörtüleri tıpkı zencilerin siyah derileri gibi bir nefret unsuru, bir dışlanma vesilesi... ABD’nin zenci görünce rahatsız olan ırkçı beyazları gibi sırf türban görünce kimyası bozulan laiklerimiz var bizim de...

    Kimi türbanlı kadınların eşleri ve babaları altı yıldır en tepe yerlerdeler ama kendileri üniversite okumaya sürgüne gitmek zorundalar... O türbanlı eşler kamusal çalışma hayatına katılmak istese, bu istekleri sadece görünümleri sebebiyle otomatikman reddedilecek. Eşi cumhurbaşkanı olan bir türbanlı kadın KPSS sınavına bile giremeyecek... Bu ülke bu utancı, bu saçmalığı hâlâ ve hâlâ yaşıyor...

    ABD'nin WASPlarının öğrendiği gibi Türkiyenin LAST egemenleri de öğrenmeli ki bu böyle gidemez... Türbanlı kadınlar sadece eş olarak işlev görecek, mütemmim cüz kabilinden varlıklar değildir!! Kendi başlarına bu ülkenin her yurttaşı gibi birer değer taşımaktadırlar... Türbanlı kadınların bu görünür kimliklerinden ve inançlarından utanmadan her yere gelebildiği bir Türkiye ancak ABDnin bugün başarabildiği şeyi başarmış olacaktır...

    Büyük bilge Martin Luther Kingin o efsane konuşmasının başlangıç cümlesinde olduğu gibi benim de kendi ülkem için bir rüyam var... Bir rüyam var... Bir gün türbanlı bir kadın bu ülkenin başbakanı olabilecek. O seçim günü yüzbinlerce başıaçık kadın ve Cemil ipekçi gibi eşcinselliğini ifade etmekten çekinmeyen insanlar bu zafere ağlayabilecek... Türbanlı başbakanımız duygulu biçimde zafer konuşmasını yaparken Bu, özgürlüğe ve demokrasiye inanan hepimizin zaferidir diyecek... Sonra ilk icraatlarından birinde türbanlı başbakanımız Sivasta Madımak müzesini açacak. Obamanın yeri geldiğinde zenci toplumunu ağır şekilde eleştirmekten çekinmediği gibi türbanlı başbakanımız da o müzeyi açarken kendi içinden geldiği Sünni-dindar kesimi net bir dille eleştirebilecek ve Bu müze bu ülkenin yurttaşları olarak hepimizin insanlıkdışı önyargılarından kurtulmasına vesile olsun diyecek...

    O başbakan Güneydoğuya gidecek 100 yıl evvel söylenilmekten hiç çekinilmediği gibi o coğrafyaya gerçek adı olan Kürdistan diye hitap edebilecek... Tüm değiştirilmiş Kürtçe yer adlarının bir kararnameyle aslına döndürüldüğünü ilan edecek. Ağrıya gidip, o görkemli dağın eteklerinde Ermenistan başbakanıyla ortak Ağrı Dağı/Ararat insanlık anıtını açacak. Tehcirle topraklarından edilmiş Ermenilerin torunlarına istedikleri takdirde yurttaşlık hakkı verileceğini orada kamuoyuna duyuracak... Kabinesinin Yahudi kadın dışişleri bakanıyla Telavive, Kudüse, Batı Şeria ve Gazzeye gidecek...

    işte böyle bir gün Türkiyenin gerçekten bir ve bütün olabildiği bir gün olacak... Birbirine kırdırılan kesimlerin vicdan ve erdem ittifakında buluşabildiği gün hepimizin zafer günü olacak... Bu vicdan ve erdem ittifakımız aynı zamanda bu ülkenin dünyanın en güçlü devletlerinden biri olmasını sağlayacak... Kemalist ailelerden gelenlerin ve bugünün generallerinin çocuklarının da çok mutlu olacağı bir gün olacak o gün. Çünkü çok sevdiğimiz Mustafa Kemalin Türkiyeyi dünyanın en güçlü devletlerinden biri olarak görme rüyası böylece gerçek olacak...

    Evet, yapabiliriz... Biz Türkiye halkı bunu başarabiliriz... Bir gün ben bu rüyanın gerçek olabileceğine inanıyorum...

    Sizce çok mu hayalperest, saf ve salağım? Başaramaz mıyız
    --spoiler--

    tabii buna karşılık bizimde birilerine ve kendi bilinçaltımıza yönelik hayallerimiz olacak

    ermenistanın soykırım iddasından vazgeçmesi , birtakım kürt kardeşlerimiz müstesna birilerinin pkk ya destek vermekten vazgeçip Türkiyenin bütünlüğünü istemesi , biz müslümanların artık herşeyi en iyi biz biliriz iddasından vazgeçip dialoğa yanaşması , avrupanın kendini üstün ırk olarak görmekten vazgeçmesi , israilin filistine topraklarını geri vermesi , amerikanın sınırlarına geri dönmesi , yunanistanın artık istanbulun bizim olduğunu kabul etmesi , mini eteklilere kaşar gözüyle bakmaktan vazgeçebilmemiz , türbanlılara hain gözüyle bakmaktan vazgeçebilmek vs vs...
    0 ...