Bilenler bilir nordsee denen bir balık restoranlar zinciri var. Gurbet ellerde et haram olduğundan gurbetçi döneri de içine hindi karıştığından hoşuma gitmediğinden oğlumla nordsee’ye gittim. Oturduk backfish’imizi yiyoruz. Backfish dediğim mevzu poğaça kadar bir ekmek içine dışı galetayla kaplanmış balık, bi yaprak marul ve bi sıkım maydanozla servis edilen bi mevzu.
Ulan aniden etrafımızı Alman anarşizleri sardı. Parkalı markalı etrafa şıtap şıtappppp diye hönküren tipler. La millet siktiroldu gitti bizim bebeyle ben kaldım. Esasında Almanlar çok tırsak bi millettir yanımda çocuk olmasa alayının anasının amını tersten gösteririm lakin çocuk olduğundan über hızlı analitik düşünce kabiliyetimden dolayı uzlaşmacı bi tavır sergilemenin daha mantıklı olduğuna karar verdim.
Anarşiz grubun içinde et yememekten Almanlar kadar sararamamış albino kalmış uzuncana zayıf bi arkadaş da benim kadar zeki olsa gerek alman olmadığımı anlamış olacak ki “why ar u eatin meat?” Diye nordik gözlerini bana dikti. Bakınız literatürde Alman bakışı diye bi mevzu var. Kuzey buz denizi kadar soğuk ve krupp çeliği kadar sert.
Hiç bozuntuya vermeden “look at this” diye büyük bir ciddiyetle nimeti gösterdim. “it is not meat it is only fish” dedim. Adam error verdi amk!
