kırgızistan’da tanrı dağlarının Aladağlar kolunda sayılıtaş denen yerde kaya üzerine çizilmiş binlerce rünik sembol, resim vb vardır.
Bu sembollerin içinde m.ö. 5000 yılına tarihlenen oz tamgası da vardır. Oz demek manadan maddeye, ruhtan bedene geçmek demektir. Ozanın köküdür oz. Duygunun tınıya dönüşümüdür.
Uzakdoğu’daki ying-yang, tasavvuftaki Vahdet-kesret öğretileri oz’la paralellik gösterir. Oz’un 4 kolu mekanı oluşturan 4 yön, yılı oluşturan 4 mevsim, islamın 4 mezhebi, hristiyanlığın 4 incili, bir masanın 4 ayağı gibidir. Dünyadaki herşeyin görünen ergonomisinde 4 gizlidir. Hava, su, ateş, toprak.
Oz Türklüğün içine öyle sinmiştir ki binyıllardır kilimlere işlenmiş, nakışlanmış, türk’ün Gittiği her yere gitmiştir.
Güdül’ün şahinler köyünde, Hakkari’nin tirşin yaylasında, islamiyet sonrası camilerde bile kubbeleri süslemiştir oz tamgası.
Ta ki weimar cumhuriyetinin son zamanlarına doğru Avusturyalı bir kuyumcu Alman sosyalist halkçı partisi için bir sembol tasarlayana dek. Evet svastika(Sanskritçe iyi talih) Avrupa’nın karanlık yıllarında paganik dinlerin bir sembolü olmaktan birkaç bin yıl önce Türkler tarafından mezar taşlarına, kemer tokalarına işleniyordu.