düz bir adamın modern sanata bakışı

entry35 galeri
    18.
  1. --spoiler--
    sahnede üç kişi var.. bu üç kişiden ikisinin gövdesi, kesilerek kol ve baş kısımlarının geçebileceği delikler meydana getirilmiş battal boy çöp torbaları ile kaplı.. ayrıca kollarında da yine çöp torbaları, ellerinde ise plastik eldivenler var.. birazdan sahnedeki üçüncü kişiyi işkenceyle öldürecekmiş gibi görünüyorlar.. üçüncü kişi ise topluca bir kız, kafasında da oryantellerin taktığı boncuklu nesneden taşıyor.. kendisi, bu interaktif, interaktif olduğu kadar da nefes kesici olduğunu düşündüğü sunumu yapan en derininden bir sanatsever.. sunum yapılan kesim, bir sınıf dolusu ne olduğunu ve olacağını anlamaya çalışan bir sürü başka derin sanatsever ve şaşkın bir hoca..
    --spoiler--

    farkındaysanız sunum yapılan herkesi derin sanatseverler olarak adlandırdığıma göre, sahneyi izleyen seyirci konumunda değilim.. e şaşkın hoca da ben olamam herhalde.. şaşkın kısmı doğru da, hoca olmak için ciddi bilgi eksikliği mevcut.. bu sunumu benim yapmamın da imkanı, kayıp şehir atlantis'in aslında kocaeli çıkma imkanına eşit olduğuna göre, ben nerden izledim bu sunumu..
    sahneden amına koym.. torba giymiş mal no. 1 olarak..
    aslında sınıfa girdiğimizde her sandalyenin üzerinde bulunan mumlar, klasik bir sunum olmayacağının habercisiydi bize bugün.. hayır, bugünkü sunum, derin hissiyatları olan ve bunu efendi gibi anlatmak yerine semboller yağdırmayı seçen birinin sunumuydu.. michel foucault hakkında, (düz adama göre) michel foucault'yu bile ağlatacak sıkıcılıktaki yazılı sunumundan sonra iki gönüllü istiyor derin sanatseverimiz.. eller kalkmakta tereddüt ediyor.. kızımız bozuluyor biraz.. ben o sinir bozucu sessizliği bozmak adına ''ne için bu gönüllüler açıklarsan biraz belki birileri yardım eder..''diyorum.. 'hayır' cevabını veriyor kız bana.. gönüllülerin ne yapacaklarını söyleyemez, sunumu bozar.. ''ama sen isteklisin galiba..'' diyor.. ben ''evet şu an gönüllü olmak için babamı bile kesebilirim'' diyorum, kız zihnini sanat ile yıkadığından olsa gerek, bu laftaki ironiyi ve kinayeyi fark etmiyor, ''çok iyi o halde bir gönüllü kaldı sadece'' diyor..
    ne olduğunu anlayamadan kendimi sahnede buluyorum, zavallı bir başka gönüllü ile.. torbaları giyiyoruz.. içim daralıyor, resmen eşek kadar herifim ve üzerimde eflatun bir torba var, kollarımda da siyah torbalar.. ellerimde de cerrah eldivenleri.. resmen bir prezervatife döndüm.. human-condom..
    torbaları giydik, kıza bakıyoruz.. eğer sunum bizim migros poşeti kılığına girmemizden ibaretse hayatımda ilk defa bir kıza el kaldırmaya yemin ediyorum kendi kendime.. hayır.. Yere de bir torba seriyor.. bir de leğen koyuyor.. leğenin içinde iki tane nar, iki tane de bıçak var.. ''kesin'' diyor bize..
    çaremiz yok kesiyoruz.. 30 kişi mal mal bizi seyrederken, torbaların içinde leğende nar kesiyoruz.. yüzsüz karı bir de arada birkaç tane nar tanesi yiyor.. sanki ona kestik amına koym.. bir şey simgeliyoruz herhalde, ne olduğunu daha bilemesek de.. ''tamam'' diyor kız.. ''şimdi birleştirin bu narları'' hazır elimde bıçak varken deşsem mi diye düşünüyorum karıyı.. yemin ederim o anda 30 tane yalancı şahidim olur, herkes bana hak vereceğinden.. sinirleniyorum ama torbalar içinde olmamdan olsa gerek sinirlenmem istediğim etkiyi yaratamıyor.. kollarımda torbalar, elimde bıçak, diğer elimde nar parçaları ''benden bu kadar'' diyorum ve torbayı yırtarak çıkartıyorum.. neyse ki kız fazla üstelemiyor ve bu narları birleştiremememizi her yazının aslında yazardan bağımsız geliştiğine falan bağlıyor.. duyamıyorum tam ne dediğini. Elimdeki plastik ve nar karışımı kokuya odaklanmış, modern sanata ve onun derin tutkunlarına sövgüler yağdırıyorum..
    torbalar nar suyu sıçramasın diyeymiş..

    edit: işte olduğumdan ilk defa bir yazıyı word'e yazıp, ordan buraya geçirdim, ondan ilk başta tanımlanamayan şekiller oluştu.. ama aslında o şekilleri modern sanatın yabancılaşmasına ithaf edilen birer eleştiri sembolü olarak görmeniz gerekirdi, sizin düzlüğünüz.. haha..
    2 ...