eline diline beline sahip ol

entry19 galeri
    8.
  1. yapılan alevi mitingiyle alakalı olarak mümtazer türköne'nin kaleme aldığı , ayrışmaların ortadan kaldırılmasına yönelik ,sağduyulu ve bilgi kokan yazısının başlığıdır.

    Eline, beline, diline

    MÜMTAZ'ER TÜRKÖNE

    Alevî inancının bu üç kelime ile veciz bir şekilde özetlediği dinî ahlâk, müesses bütün dinlerin ortak paydasıdır. "insan eline, beline ve diline hakim olmalıdır." insanların birbirine saygısı ve sevgisi, güveni ve huzuru, dengeli bir toplumsal hayat bu üç altın prensip üzerinde yükselir. Alevî inancı hakkında kulaktan dolma yalan-yanlış bilgilere sahip olanlar, doğrusunu bu üç prensibi takip ederek öğrenebilir.
    Bütün dinler, sağlıklı ve dengeli bir toplum hayatını sürdürecek kurallar vazeder. Dinler tarihi bazen toplumu bir arada yaşatabilmek için toplumsal ihtiyaçların dinî kurallara dönüştürüldüğünü anlatır. Ortalama dindar bir Alevî'nin dünyası, tıpkı Sünnî inancınki gibi, kişinin toplumla sağlıklı ilişkiler kurabileceği sağlam çerçeveler sağlar. Dindar bir Alevî'nin elinden, belinden ve dilinden emin olabilirsiniz.

    Dinler bütünleştirmek, kavgayı, ayrılığı sona erdirmek için; siyaset ise bölmek ve ayırmak için var. Bir Anadolu inancı olan Alevîlik, bu topraklarda yüzyıllar boyu baskıya maruz kaldı. Sebebini Alevî inancında veya Sünnî itikadında değil, siyasî kavgalarda aramak gerekir. Şah ismail ile Yavuz Selim arasındaki rekabet (Reha Çamuroğlu'nun "ismail" romanında parlak biçimde özetlediği üzere) bu siyasî gelişmelerin başlangıcıdır. Yeniçeri Ocağı'nın yıkılmasıyla birlikte Bektaşîliğin gözden düşmesi, Alevî-Bektaşî inancının devlet katında gördüğü ayrımcılığın ikinci siyasî sebebidir. Öyleyse çözüm arayanlar için bu uzun tarihten çıkartılacak bir sonuç var: Alevî sorunu, dinî olmaktan önce siyasî bir sorun. Yani? Siyaset eliyle çözülmeli.

    Hafta sonu Ankara'da binlerce Alevî-Bektaşî'nin katılımı ile gerçekleştirilen miting, çok uzun bir tarih içinde bir ilki ifade ediyor. Alevîler, başka bir isim altında değil, ilk defa Alevî sıfatıyla bir araya geliyor ve taleplerini sıralıyorlar. Alevî kimliğinin bir azınlık inancı olarak saklandığı, gizlendiği uzun bir tarih artık geride kaldı. Alevîlerin bu ileri aşamayı, başka bir şeye değil demokrasinin ve özgürlüklerin gelişmesine bağlamaları gerekir.

    Alevîlerin dile getirdiği taleplerin neredeyse tamamı siyasî. Şu ayrım önemli: inanç adına dinî talep dinî muhatap arar, inanç adına siyasî talep ise devleti ve siyasî iktidarı hedef alır. Diyanet işleri Başkanlığı, Alevîler hakkında hüküm vermemeli. Üstelik, Diyanet işleri Başkanlığı'nın kaldırılmasını talep etmek, Siyasî Partiler Kanunu'na göre bir siyasî partinin kapatılma sebebi. Temel eğitimde verilen din derslerinin kaldırılması için anayasanın değiştirilmesi şart. Bu taleplerin muhatabı devlet iktidarı ve anayasa düzeni. Mecburi din eğitiminin (bu bir eğitim değil, bütün dinler öğretiliyor gerekçesine rağmen) kaldırılmasını talep etmek, haklı bir talep. Ancak bu talebin, Sünnî çoğunluk için "dini öğrenme özgürlüğü" talebini haklı kılacağı gözden kaçmamalı. Yani, mecburî din derslerini kaldıralım, ama isteyene dinini istediği gibi öğrenme ve öğretme hakkı tanınsın. Diyanet işleri Başkanlığı'nın kaldırılması karşılığında, Sünnî çoğunluğa kendi dinî organizasyonlarını oluşturma hakkını tanımak gibi.

    Alevîlerin, Alevî-Bektaşî inancına dair taleplerine "din ve inanç özgürlüğü" adına saygı göstermek hepimizin görevi. Yine Alevî-Bektaşî inancının siyasete alet edilmesine karşı çıkmak da öyle. Pazar günkü miting, bölünmüş bir Alevî toplumu görüntüsü sergiledi. "Dini siyasete alet etmek" Alevî din istismarcıları için de geçerli. O zaman Alevîliğin bir kavga konusuna dönme riski var. Mitingin başından sonuna kadar her fırsatta, katılmayan Alevî gruplar ve önderler aleyhine konuşmalar yapılması, sloganlar atılması "diline hakim olmak" düsturuna aykırı değil mi?

    Miting öncesinde provokasyon uyarıları vardı. Artan siyasî gerilime bir de Alevî-Sünnî gerginliğinin ekleneceği korkusu taşıyanlar uyarılarda bulunuyordu. Mitingin cereyan şekli korkuları boşa çıkardı. Alevîlerin kendilerini ifade edebilmeleri Türkiye için olumlu bir gelişme. Bu ifade biçimine saygı ve anlama çabasıyla yaklaşmak da hepimizin görevi ve sorumluluğu olmalı.
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük