geç de olsa gerçeği fark edebilmektir. erkek olarak düşüneyim, bir kızı ele alalım. ona duyulan hissin aşk olduğunu bile anlayamaz insan çoğu zaman. aşığım diyebiliyorsa; takıntıdır onunki. aşk diye birşey yoktur, var olan, tanrı'nın verdiği tek şey zekadır. hani soruyorlar ya niye yaratmış bizi diye. bence "vereyim zekayı ben bunlara, ne yapacaklar acaba ehoeaha" demiştir. hepsi bizim ürünümüz, bizim yanılgımız, bizim aptallığımız. gerçekten sevdiğini düşünüyorsan, bekle biraz. düşün. seni mutlu ediyor mu? ediyor diyeceksin, ama bu yetmez. seni sıkıyorsa, ruhunu daraltıyorsa bitmiştir o iş hafız, beynin duruluyor yavaş yavaş; vazgeçeceksin işte. hocam hocam, 70 yıl süren evliliklere ne diyorsunuz diyeceksin. psikolojik şartlanmadır o da. kişinin yaradılışında sevmek de yoktur işte. hepsi bu zeka yüzünden. yalnız olmuyor, dalayım birine der. aslında onu istediğine göre, var lan galiba sevmek. her neyse. biz 70 sene birlikte yaşayacağız, çok mutlu olacağız, vesaire. ben de söyledim bunları. beyni herşeye kapatmakla, şartlanmakla 70 yıl evli kalınıp mutlu da olunabilir.
lafı dolandırmaya gerek yok. çok kuvvetli bir şartlanmadır aşk; başka hiçbir şey değil. sevemezsin. ya taparsın, ya da umrunda olmaz; ortası yok bunun.