Bu efsane Göktürklerin türeyişini anlatan Ergenekon Destanı ile benzerlik göstermektedir: Çinliler tarafından esir edilen Türkler, zamanla kaçarak dağlara sığınmış ve orada çoğalarak millet haline gelirler. Daha sonra bir demirci, demirden dağı eritip Türkleri özgürlüğe kavuşturur. Daha sonra Türkler düşmanlarını öldürerek bölgeyi ele geçirirler. Ergenekon dan çıkış zamanı bahar ayları olduğundan, bu efsaneden dolayı Türk zümreleri bahar bayramı adı verilen Nevruz da, bir demirci temsili olarak demiri döverek, bayramın başlangıcını yapar. Akabinde günahlardan ve kirlerden temizlenmek için ateşten atlama törenleri yapılır. Hem Kürt hem de Türk efsanesindeki figürler ve törenler birbirine oldukça benzemektedir.
Kürtlerin kökeni ile ilgili araştırmalar da yapmış olan araştırmacı-yazar Ömer Özüyılmaz Demirci Kava adlı kişinin aslında Türk veziri Bilge Tonyukuk olduğunu düşünmektedir: "Şerefname de de bu geçer. Göktürk yazıtlarında, Bilge Tonyukuk un adı Gave olarak geçer. Aslen Çin topraklarında yaşayan bir Türk ailenin çocuğu iken, Göktürk devletinde vezirlik yapmıştır. Doğu Türkistan Türklerinde, Çin den gelen ailelere Gave denmektedir. Göktürklerde ve Doğu Türkistan Türklerinde vezirlerin ünvanı demirci dir. Dolayısıyla Bilge Tonyukuk un Türkçe ünvanı Demirci Gave dir. Bu benzerliğin tesadüfle açıklanmasına imkân göremiyoruz. Ergenekon destanında anlatılan hadise tamamen Demirci Gave efsanesi ile aynıdır." demektedir. Bu görüşe göre, bu ve benzeri birçok Türk efsanesi, Türklerin iran a gelmelerinden sonra Fars edebiyatına geçmiştir. Firdevsi nin yazdığı Demirci Kava efsanesi, Türklerin iran a gelmesinden sonra gerçekleşmiştir. Hem Demirci Kava Efsanesi'nde hem de Göktürkler'in türeyiş destanında bir demircinin dağı erittiği ve halkı özgürlüğe kavuşturduğu ile demircinin zalim kralı öldürdüğü aynı benzerliklerle anlatılmasından dolayı Firdevsi'nin de Türklerden duyduğu bu efsaneyi kaleme aldığı öne sürülmektedir.*