atatürk ü sevmek zorunda bırakılan toplum

entry106 galeri
    18.
  1. başlığı görünce bünyemde merak uyandıran toplumdur... hangisi diye epey düşündüm, sonra fark ettim bizlerden bahsedildiğini.

    (bu arada türkçem çok kötüdür, umarım anlşılıyordur ne demek istediğim.) *
    örnek için gerekli şeyler;
    bir adet sinirli anne
    bir adet çocuk
    bir adet içi yemek dolu tabak.
    (çatal, kaşık gibi ayrıntılara girmiyorum, zira konuyla alakası yok)

    çocuk yemeği yemek istemiyor. sevmiyor çünkü...
    ama annesi çocuğa baskı yapıyor yiyeceksin diye. vitamin alması lazım çünkü...
    burda "sinirli" olma unsuru devreye girince çocuk korkusundan yemeğini yiyor.
    "yemek zorunda bırakılıyor."
    yani sonuç, zorunda bırakan kişinin isteği doğrultusunda gelişiyor.

    Eğer ki atatürk'ü sevmek zorunda bırakılmış olsaydı bu toplum en azından "korkusundan" severdi, her fırsatta çemkirmezdi birileri.
    ha öyle "korkusundan" falan sevmesin zaten, atamızın buna hiç ihtiyacı yok.
    içinden kopa kopa, burnunun direği sızlaya sızlaya seven o kadar çok kişi var ki...

    10 kasım sabahı saat 09:05 de okullarda ya da resmi kurumlarda bir dakikalık saygı duruşuna davet edilir törende bulunanlar.
    bugün ben o saatlerde ptt de fatura yatırmaktaydım, siren sesini duyduğumda kendi isteğimle saygı duruşuna geçtim.
    yani bazı saygı ve sevgi gösterileri dayatma yoluyla oluyo diyenler olursa, bu da bok atmanın en kötüsüdür demek istedim bunu anlatarak.

    kendini bilen, tarihi bilen, atasının bu memleket için neler yaptığını bilen herkes zaten sahip olduğu her "hak" ve " imkan" için ona minnettardır.
    bazı nankör insanlar da onun sağladığı her "hak ve imkan" dan sonuna kadar faydalanıp, sonra da "vay efendim ben sevmek zorunda mıyım" der...
    hadi kardeşim kapıyı dışardan kapat.
    11 ...