inançla ilgili ciddi sorgulama ve sorunları olan bir adam Mustafa Kemal. Akılcı bir yaklaşımı var. "Gökten indiği iddia edilen" gibi sözleri sıklıkla sarf ediyor. "Camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için değildir" diyor mesela hem de bir cami hutbesinde söylüyor. Ağzından çıkacak her sözü ölçüp biçen bir dahinin bir dinin en temel ibadetini yatmak kalkmak olarak tarif etmesi de düşünce dünyasını özetliyor. Her ne kadar bugün pek dile gelmese de ölümü büyük bir sorunu beraberinde getirmişti. Rejimin bu kadar taze olduğu bir dönemde, büyük şef bir musalla taşında cansız yatarken mahşeri bir kalabalığın karşısında cenaze namazının kılınması, yasaklanan bir dilin terimlerinin yeni rejim tarafından matemle anılması rejimin selahiyeti açısından sorun olacağından namaz dolmabahçe'nin duvarları ardında kılındı. Bu kararı kim verdi halen meçhul ama Mustafa Kemal'in cenaZe namazı konusunda bile bir muallak vardı.
Ama bu Gazi'nin kendi sorunları. Bir insan olarak kendi kararı. Onun bir derviş yada deist olması onu ne değerli kılar ne değersiz yapar. Fikirleri ve liderliği yerine inanç kimliğinin onlarca yıldır tartışma konusu olmasından nefret ediyorum. Dindar olsaydı daha mı muteber olacaktı?