genelde entrylerde tarafımı belli edeyim diye kullanılır. hani fenerin avrupa maçı olur "bir galatasaraylı olarak başarılar" dersin. beşiktaş fener maçı olur, "bir galatasaray'lı olarak feneri bafileyecekler" dersin o türden bir kalıptır bu. iyi kötü entry'i okurken hangi açıdan okunulması gerekmesinde kılavuz olur. kullanımında şahsen bir sakınca da görmüyorum.
bir galatasaraylı olarak şu 4-1'lik maç hakkında benim de diyeceklerim var tabi. hala daha çıkarmadığım kewel'li turuncu forma var üstümde. gelirken tramvayda fenerlilerin arasında kaldığımdan tatsızlık çıkmasında diye montu kapatınca tıklım tıklım yerde terlemişim forma iyice yapışmış bana. hele yolda kaldırım taşlarıyla yazılmış bir yazı gördüm kü ondan da bahsetmek istiyorum. ufak kare şeklinde beyaz kaldırım taşları siyalarının yanında gs olarak dizilmiş. facebook'ta profilime koydum az önce. ne bileyim mutlu etti beni.
maça geçersek. baştan diyeyim fenerbahçe'yi tebrik ediyorum. ama samimi olmam gerekirse... galatasaray kötü oynamadı. nonda ve baros istediği gibi oynayamadı, sabri yerinden fazla çıktı ama çalışıyor adam koşuyor. ilk gol tartışmasız hazırlanış bakımından şahaneydi, benfica maçındaki gol gibi. tabi sonra selçuk'tan beklemediğimiz bir gol. lincoln'ün golünün iptali derken erme'nin kendi kalesine attığı golle bitti ilk yarı. bence galatasaray ilk yarı daha güzel oynadı. hatta 3. gole kadar galatasaray yine biraz daha iyiydi. tabi 3 gelince artık ataklar top kayıplarına döndü maç ortadaydı hatta fener daha iyidyi. tüm takım atağa çıkınca galatasaray 4 de artık çok şaşırtmadı.
ama maç samimi olarak söylüyorum öyle 4-1 skoru gibi ezici bir maç değildi. talihsizlik diyebilirim ama 4 gol de şansız ise bir aksaklıktan bahsedebiliriz fikrimce. neyse onunla ben uğraşmıyorum artık spor yorumcuları uğraşıyor.
tekrar fenere tebrikler, top yuvarlark o kaleye de yuvarlanıyor bu kaleyede. *
