yemin torenine alinmayan basortulu anne

entry41 galeri
    39.
  1. ne tuhaf, ne karışık ülkemizde cereyan eden şu silsileler dizesi...sarmış, dört yanımızı tıpkı zehirli sarmaşıklar gibi. özgürlük en basit anlamıyla nedir? kişinin hür iradesine duyulan saygıdır. hukukun temel prensibi ise " bir kişinin hakkı, başka birinin hakkını kısıtlayana kadar geçerlidir " der. şimdi sorarım sizlere; içeri alınmayan bu kadınlar, kimin özgürlüğünü kısıtlamışlar(ki) içeri alınmıyorlar? olayın dramatik kurgusuna değinmeyeceğim bile. bir de türban-başartüsü ayrımı yapanlar var tabi. yok efenim biri masum inancı, diğeri siyaseti temsil ediyormuş. iyi de bunun ayrımını kime göre neye göre yapıyorsunuz? türban ya da başartüsü her ne zıkkımsa işte onun bağlanma şekline göre mi? yok efenim şeker paketi olursa masum inancı temsil ediyor, öbür türlüsü siyasi simge oluyor. öylemi? velev ki siyasi simge, siyasi simge kullanmak sadece bu kadınlara mı yasak? aynı düşüncedeki erkekler heryere girebiliyorken, bu yapılan nedir şimdi. negatif ayrımcılık mı? kaldı ki her insan kendini bir simgeyle ifade etmiyormu zaten? kılığımız kıyafetimiz, saçımız sakalımız, giydiğimiz ayakkabı, okuduğumuz gazete, seyrettiğimiz televizyon kanalı..hepsi bizleri ifade eden birer simge değil mi? derin ormanlar dikiyoruz ruhlarımıza, kuşkuların gölgeleri büyüsün diye. hem bu kadınların kıyafetlerinden dolayı, erkeklerin kölesi olduklarını söylüyorsunuz; hemde bizim istediğimiz gibi giyinirseniz haklarınıza kavuşursunuz diyorsunuz. yani bir kölelikten diğerine savuruyorsunuz. her iki durumda da birilerine, bi şeylere tabi olması gereken yine bu kadınlar. * herkes sadece kendi yaşama hakkına, düşünme hakkına, tercih hakkına saygı bekliyor. ötekiyi "kabullenmiyor"

    evet..ya siyahsınız ya da beyaz..
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük