kısacık hayatımda en istikrarlı şekilde küs kalabildiğim tek insanı, sırtından bıçaklamak denen arabesk kavramı bile kullanamayacağım kadar beni kırmış olan insanı arayıp ona rahmetli zeki müren'den bahsetmek istiyorum. hatta telefonu kapamaması için ağlamaklı bir ses tonu çıkartmayı ya da hakkaten ağlamayı tasarlıyorum.
inşaatlara kafam basmıyor o bir avuç insan 5-6 ayda devasa yapıyı nasıl inşa etti anlamıyorum, bir de duvara * tırmanma mevzusunu hiç bir fizik kuralı bana anlatamaz ya da engelli koşuyu. bütün bunların zeki müren'le ya da yalnızlıkla bir şekilde bağlantısı var, biliyorum.
bütün bunların üstüne zıplayamayan tek memelinin filler olması ne kadar ironik, yakınlarının mezarına gidip ağlamak gibi.
vay be! insanların çeneleri kırılıyor, gerçekten...