göreceli olarak değişen, değişmesi gereken kavramdır. bu akşamki maçın skoruna göre birbirine takılacak olan, gezegenin çeşitli taraflarına dağılmış 100 milyon kusur sayıda insanın varlığı su götürmez bir gerçek. köşe vuruşu ile röveşatayı ayırt edemeyen adamların bile yarın sabah sırtına formasını geçirip okuluna, işine gideceği; "nasıl yendik sizi" ve benzeri laflar edeceği de.. büyüklükten kasıt derbiye taraf olan insan sayısı ise doğrudur; dünyanın en büyük derbisi galatasaray-fenerbahçe derbisidir. onun dışında pek bir numarası yoktur açıkcası bizim derbinin. bir adamın galatasaraylı ya da fenerbahçeli olmasının belli bir nedeni yoktur. bu da iki tarafın içli-dışlı olabilmesini sağlar. sadece maç konusunda yaşanan * ve büyütülmeye çalışılan gerginlikler de biraz soyut kalıyor, "neden vuruyoruz birbirmize" den öteye geçemiyor.
dünyada adı geçen diğer derbilere baktığımızda, taraf olmanın belirgin bir sebebi var. örneğin karşıyakada oturan adam karşıyakayı, göztepede oturan göztepeyi tutar. ya da zenginler river plate'i, fakir sınıfı boca juniors'u destekler. celtic'liler katolik ve irlanda kökenlidir. rangers'liler ise protestandır. barcelona katalunyanın milli takımıdır, madride karşı savaş verir. peki ya biz? adamın babası destekliyor diye galatasaraylı olabiliyor. ya da sevgilisine sinirlenen bir kız fenerbahçeli olabiliyor. bu ve bunun gibi, genellikle elimizde olmayan sebeplerden dolayı bir takımın tarafında oluyor; kendi aramızda takılıp gidiyoruz. sürekli birbirimize saldırıyor, her geçen gün üstüne biraz daha koyarak maç günleri kendinden geçen birer canavar olup çıkıyoruz. yaklaşık 2 hafta işi gücü bırakıp birbirimizle uğraşıyoruz. peki içimizde şikayeti olan var mıdır bu durumdan? sanmıyorum.. belki de bizim derbinin büyüklüğü burdadır, kim bilir..