insana sadâkat yaraşır görse de ikrah (ikrah: zorluk)
Yardımcısıdır doğruların Hazret-i Allah.
-***
Erbâb-ı kemâli çekemez nâkıs olanlar,
Rencîde olur dîde-i huffâş ziyâdan.
(Olgun olmayan kişiler fazilet sahibi kişilere katlanamaz,
Yarasa gözünün ışıktan rahatsız olduğu gibi.)
-***
Nâ-dânlar eder sohbet-i nâ-dânla telezzüz,
Dîvânelerin hem-demi dîvâne gerekdir.
(Cahiller cahillerin sohbetinden zevk alır,
Çılgınların yakın arkadaşlarının da çılgın olması gerekir.)
-***
Îmân ile dîn akçedir erbâb-ı gınâda,
Nâmûs u hamiyyet sözü kaldı fukarâda.
(inanç ve din zenginlerde akçe oldu,
Namus ve hamiyyet [namusu korumak için gösterilen gayret] sözü fakirlerde kaldı.)
-***
Ziya Paşa.