nick

entry31 galeri
    13.
  1. bir ara, ekseriya amerikan çocuk televizyon kanal ve dizilerinin yaygınlaşması zamanlarında, ne bileyim o zamanlar çok mantıksız görünen fakat şimdi aslında güçlü bir sosyal mühendislik olduğu farkedilen bir strateji uygulanırdı. saçları amerikan traşı denen (yanlar filan makine ile kesilmiş, üstler uzun, kabarık, düz) modelden, temiz ve gülümseyen yüz ifadesi ile her kanalda, her dizide, her şarkıda "nick" ve benzeri isimli veletler, hitler propagandasının post-modern versiyonuymuşçasına ortalıkta koşuşturup dururdu. okulda hocalarıyla, arkadaşlarıyla konuşurlardı, üç laflarından biri elbette, burası özgür bir ülke, tabi ne demek, burası özgür bir ülke...

    ulan ne demek bu? insan küçükken bu tiplerin geri zekalı olduğunu düşünüyor. insan konuşurken böyle boktan laflar edip durur mu hiç? n'aber nasılsın demiyor adam, ne diyor "merhaba nick, burası özgür bir ülke". sonra sonra bu heriflerin istediklerinin olduğu ortaya çıktı. bir anda rap giysileri giyen (fakat asla zenci rapçiler gibi değil, saçlarını amerikan traşı kestirip ortadan ikiye ayıraraktan), dublaj türkçesiyle konuşan, üstelik bunu ne özentilikten ne başka bir şeyden yapan bir gençlik türedi. o gençlerin bir suçu da var diyemem. genellikle orta - üst refah mertebesindeki ailelerin çocukları olan bunlar, ya aileleri çalıştığından, ya korumacılıktan sokağa çıkıp da oynayamayan çocuklardı. yani ilk tanıdıkları arkadaşlarından biri "nick"ti. e onlar da birer "nick", "mike", "james" oldular haliyle. ali, bilo, osman, maho olmadılar, hatta bu kısaltmalar onlara komik geldi, çünkü türkçe'den kısaltmaydı bunlar.

    şimdi o kinder çikolatalarının üstündeki, hitler'in ideal alman çocuğu gibi, bu nick'in de bir sosyal mühendisliğin kilometretaşı olduğunu görüyoruz. fakat bu sefer polonya'ya, almanya'ya, fransa'ya değil sadece, türkiye'nin üst tabakasının üstünde doğrudan etkisi olan bir nick bu.
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük