benzer hikaye izmir-Ankara mavi treninde başıma gelmişti. Balıkesirde binip arkamdaki koltuğa oturan kızla gecenin ilerleyen saatlerinde tanışmış ertesi gün trende uyanıp bütün planlarımızı iptal etmiş ardından ankaranın bilimum sokaklarını müzelerini turlamıştık.Kaleden puslu ankara manzarasını izledikten sonra günü ankara soğuğunda içimizi ısıtsın diyerekten (bkz: aralık) kurtuluş parkına oturup titreye titreye içtiğimiz meyve şarabıyla sonlandırıyorduk ki ikimizde günümüzün bu filme ne kadar benzer geçtiğini fark etmiş öylece baka kalmıştık birbirimize. Filmde lunaparkta olan sahne bizim hikayemizde kurtuluş parkında olmuştu ne hoştu lan! Eğer geçmiş günlerimden birgünü tekrar yaşama şansım olsaydı bu ana dönmek isterdim. Her gittiğimde içime karanlık bulutların çöktüğü ankarayı ilk defa bu kadar toz pembe görmeme neden olmuştu bu olay.
Ertesi gün çöken derin yoksunluk sendromunu hala unutamam.
edit : birilerinin zoruna gitmiştir. Umarım zoruna giden kişi "o" değildir.