ba$tan soyleyeyim ve anla$alim ki i m deranged.. sozumu yutuyor, yutkunuyor, onun kalktigi yere bir kuru kardelen koyuyorum. hecelerini ozlemeyi beklemeyecegim. ucuz brooklyn otellerinde can elvan icerisinde, cok raki icip, cok aglanilan geceler tasarlama fikrini bir ba$ka zaman duyarligina birakip, lagvettiklerimden bir atlas yirtacagim. zuhal birakilmi$ dudaklar, bir devrim bicimi olan olumle tani$mayacak.
artik anlami yok, kalmadi. gitmi$ o ruh benden; goru$uruz:
"o kadar cok $ey var ki, birer birer soylesem bile cok agir kacar"
egosantrik olmak zor, nickalti filan yazamiyorsun: zaten bu kendisinden ilk (otesiz?) ve son bahsedi$im olacak.. ben 'olacak'; diyorsam, olacaktir da ondan. kisa olmayacak, yoksa allah filan degilim. emprovize $uursuzluk temali bir leb wohl. -yaa.- saclarim ayni, kufretme.
"mutluluk her yanda, uzulmek icin dinozor olmam gerek"
piyano calamadim. agiz armonikalari ve yagmur mazgallari hep $iirseldi.. cok pahali alkollerle cok ucuz sigaralar icen adam, tom waits'in kedisi oldugunu iddia etti; ama edilemedi soz, tom waits'in adi hic gecmedi. gumu$ $amdanlarda damitilmi$ saf, agirliksiz alkolduk. (gecenin kiyisinda $eytanminareleri gibiyiz.) sevildiginden bi';haber bir kadin, bitmekteki karlzberg'e dogru yana$ti ve seslendi aydinlik karaltiya dogru son derece pervasiz: "milat, nerede?"
ses, elendi. karincalar agustos boceklerini e$li batak'a dogru cagirirken, cagri$im; muptelasi olunabilecek bir toy flu peygamberdi ve ben hala cece sineklerinin buzlu camlara olan sevgilerine novellalar yaziyordum: yazdi; yazabildigine ayazdi. sahici ku$un yanina uzanip oyuncakli $arkilar dinlediler kabiledekiler; kimsesizlik ile yalnizlik arasinda bir dozajdaydi onurlu iclenmeler atlasi. (beni, sana davet et thistle, ellerindeki dikene hasret bir deve osuruyor az otede). dedim ya, yazdi. telvesiz kahvelerde fallik bogurtuler vardi: $atafatli bir eklembacakli gibi tabandan tavana suzuldu tipasiz $i$e gibi tepkisizligim, ustelemedim, ustlerimden kimse yoktu; ayyuk, bo$tu.
"eglen, zipla, co$, du$unme"
[ah her boku betimlemek.. her $eyden tanrisalla$tirilacak imgeler kotarma morosophe'lugu. gercek olmadigin surece "inanmiyorum!"larla kar$ila$ma sekansinda tek ayak uzeri bekleyen sumuklu bebe portresinde olacak olmanin, geleceksizlik kaynakli hematomlara gark eylemesi seni: eger inandirmak istiyorsan, hak etmiyorsun demektir, ha? huni alin bana diye bo$una demiyorum ya ben.. evet o sana sicak, evet o tanimsiz guzel, evet o $oyle boyle, evet o...: sus! bana huni al! birisini kirmadan gercegi soyleme meziyeti sadece delilere verildi. $arap yoktu. ah$ap mektup acacagi yoktu. ayakkabi bagcigiyla intihar etsen ya? (1998'de bir fransiz amca;
bir deniz kiyisinda yuksek bir yamacin tepesine cikip boynuna bir ip bagliyor.. ipi de buyuk bi kayaya baglayarak sabitliyor..
sonra;
bir dem zehir icerek kendisini ate$e veriyor..
yetmiyormu$ gibi ucurumdan atlarken de tabancayla kafasina ate$ ediyor..
sonra mi?
suya du$uyor ancak asili kalmiyor..
buz gibi soguk su adamin yanmaktaki elbiselerini sonduruyor ve onu $oka sokup ictigi tum zehri kusmasina neden oluyor..
bir balikci tarafindan sudan cikarilip hastaneye goturulen amca, vucut isisindaki a$iri du$u$ nedeniyle 'goru$uruz' diyor..
cikarim: intiharin da senin kontrolunde olani makbul.) kimsede onur yoktu.]
"sadece seslerle yetinmem gerek"
onemlisin: bir $i$e soguk bira kadar. {olmeye de deger mi?} factotum'luk kadar. istanbul kadar degil. carnivalse; ajna. -yaa.-
cesedimi te$his edecek tek $arki da oldu, gitti.. polis oleni ben saniyor hala.. 'bir gule saati sormak degil mi cekip gitmenin oncesi.. egilip bir kediyi ok$amak olmasin geri gelmek istemenin en buyuk delili'; gibi glans, gibi muhsin bey, gibi sigur ros..
"o zaman biraz anlamsiz konu$mam gerek" (anliyorsun; dudaginda kirik te$ekkur goletleri. islak.)
ku$uykusu,
sana hic bkz kullanmadim. tanimini bul diye. yazdi, yaz'dim..