--spoiler--
içinde yaşadığımız yabancılaşmış dünyada, toplumsal gerçekler dikkati çekecek bir ışıkta, konunun ve kişilerin 'yabancılaşmışlığı' içinde ortaya konmalı. sanat yapıtı seyirciyi devimsiz benzeşme yolu ile değil de onun eyleme katılmasını, karar vermesini sağlayacak yargı gücüne seslenerek kendine bağlamasını bilmelidir.
insanların toplu yaşayışını düzenleyen kurallar oyunlarda 'geçici ve yetersiz' olarak gösterilmeli, böylece seyirciyi seyretmenin ötesinde daha verimli bir davranışa itmeli, giderek, oyun boyunca düşünmesini, sonunda da, 'bu iş böyle olmaz. katlanılır iş değil bu. buna bir son vermeli.' diyebilecek bilince kavuşturmalıdır.
öyle ki, çalışan erkek ya da kadın tiyatroya geçimini sağlaması gereken korkunç, sonu gelmeyen uğraşmalarını görüp eğlenmek ve kendi sürekli değişiminin şaşırtıcı acısına dayanmak için gelsin. burada, en kolay yolda kendini yaratabileceğini görsün: çünkü en kolay varoluş yolu sanattadır.'
--spoiler--
ben de pek çoğunuz gibi genelde sanat sanat içindir düşüncesini savunsam da, bu da pek mantıklı bir bakış açısı.