ortaya eser konuldu da “olmaz böyle”mi denilmiştir; varolan eserler ise zaten bilenlerin bildiği, bilmeyen sonrasını da bilmiyor evvelini de. kimsenin türk tarihini felan yok saydığı bir durum mevcut değil.
bu politik bir sürecin yansıması, erdoğan’ın politik yükselişi ile avrupalı’nın türkiye hakkındaki “neo osmanlıcı” görüşüne parelel olarak yükselen bir trend sadece, kimsenin yok saydığı yok, rüzgâr böyle estiriliyor, vaziyeti kestiremeyen de “vay var sayıldı vay yok sayıldı” diyor... bu mevzular ihtisas sahasıdırlar; ve bu alana alaka duyanların hepsi de evvelini sonrasını zaten bilirler... kaldı ki, bir şeyin var yahut yok sayılması onu eserlere taşıdığının, gündemleştirdiğin, kültür ve edebiyat alanında işlediğin kadar vardır...
işin ironik tarafı, beğenelim beğenmeyelim tayyip erdoğan’a kadar bütün türk devletlerini temsilen başkanlık çapında bir ekip oluşturup her bir eski türk devleti bayrağını şaşaalı bir şekilde merasimlerde kullanıldığını görmemiştik, keza, islam vurgusu yanında en çok türk vurgusu da erdoğan’a aittir; fakat bunlar bile bir yere kadardır. ilim adamları mevzu ederse, tv’ler gündeme alırsa herkesin haberi olur. ayrıca bir şeyi yok saymak için evvela ondan haberdar olmak lazımdır; yakın tarih hakkında bile bölük pörçük internet bilgileleri sahibi kalabalıkların türk tarihini yok saymak diye bir derdi olamaz, ilber ortaylı gibi bir tarihçi bile maalesef evvela esprileri ile bu toplumda kabul gördü ve yine maalesef tarih mevzuunun harika bir saha olduğu da onun meşhurluğu ile anlaşıldı çoğu kimse tarafından.
bu mevzuun esaslı tanımı da şu:
bizim eski ve yeni bazı esaslı tarihçilerimiz olsa da -mesela tek bir isim verelim halaçoğlu- hem osmanlı ve hem islam evveli türk tarihi hakkındaki en kapsamlı çalışmaların çoğu avrupa menşelidir. mesela türklerin kökeni hakkındaki derli toplu, sarih bir izahı ben ilk defa hammer’de gördüm. yok sayılma varsa onu da yapan biziz.
eğer bu tanım mevcut yönetimi kastediyorsa -ki yanında olmak, karşı durmak ayrı bir mevzu- kim islam öncesi türk tarihi eserlerine alaka duydu da elini tutan olmuş ki?
evet politikanın, yönetimin hayatlarımız üzerinde etkisi vardır; fakat bu etki alanının erişemediği o kadar çok yer vardır ki, biz -esasen bütün toplumlardaki muhalifler- yönetimin kısıtladığı alanlarda şikayet etmeyi, bu alanın dışında bir verim elde etmekten daha makul zannederiz.
edit: işin tuhaf tarafı, bu eski başlığı gündeme getirenlerden birisi de osmanlı padişahlarının oğuz boyuna mensup birer türk olduklarını, ve iktidarları boyunca oğuz boyunu muhafaza ettiklerini bilmeden onlara düzenli olarak hakaret etmeyi marifet zannetmektedir; onların türkler adına fethedip miras bıraktığı topraklarda, türklük adına türklere hakaret eden bir mantığın türk tarihinden endişe duyması hakikaten endişe vericidir.