haçlı seferlerine gidiyor. geri gelirken esir düşüyor. hikayesini çok zaman önce okumuştum o yüzden yanılıyor olabilirim ama galiba bir nehre mi ne düşüyordu öyle esir oluyordu. kendisini esir düşürenler ingiltere'deki baronlardan fidye istiyor. ingiltere'de de o zamanlar öyle merkezi otorite falan pek güçlü değil. baronların öyle bir krala ihtiyacı ya da bağlılığı da çok yok. o yüzden fidye istenince bu baronlar "bize ne amk" tepkisi veriyorlar. nasıl oluyor hatırlamıyorum ama bu fidye ödeniyor galiba sonra bu richard esaretten kurtuluyor ya da fidye ödenmiyor da kaçarak mı ne kurtuluyordu, tam hatıramıyorum. ama iki durumda da ülkesine döndüğünde boynu bükük bir kral olarak dönüyor. tabii, bu haçlı seferlerinin de bir maliyeti var. üke ağır vergiler altnda eziliyor. eh, kral zaten öyle çok güçlü bir adam değil, bir de az önce dediğimiz gibi esir olduğundan itibar falan hep gitmiş. baronlardan fidye istendiği için bir anlamda onlara mecbur olduğu görülmüş. sonra bu richard kahrından gidiyor zaten. sonra baronlar "sikerler" diyerek homeless john denen kralı karşısına alıyorlar, "hacı artık öyle kafana göre vergi koyamayacaksın, önce bize soracaksın" (no taxation without representation) diyorlar ve hop magna carta geliyor. tarih 1215'i gösterdiğinde. birçok tarihçiye göre ingiltere'de anayasal demokrasinin temeli bu şekilde atılırken oradaki bu kralın güçsüzlüğü önemliydi. bu örneğin de tam karşısına güçlü merkezi otorite bulunan fransa'yı yerleştirirler. iki ülkedeki sanayileşmenin farklılaşmasından tutun demokrasilerinden ve hatta kültürlerinden farklılaşmaları işte bu ingiltere'deki monarkların öyle çok yetkili olmayışına bağlayan çoktur.