2005 yılının kışını, iş dolayısıyla geçirdiğim yerdir. Yaz mevsiminde pansiyon olarak kullanılan bir ev kiralamıştım. 3+1 bir evdi ama ben sadece 1 odasını ve mutfağını kullanıyordum. Banyoyu sadece 1 kere kullanmış, o soğuk havada şofbenin bozuk olduğunu fark edince ev sahibine esasli bir küfür sallamıştım. Ev benim için o kadar büyüktü ki kendi kokumu bile sindirememiştim. Her yerin kullanılmamasına rağmen evin her yerini temizlerdim. Ailemden uzakta tek başıma kaldığım ilk evimdi. Kendi yatağım dışında ev sahibinin bıraktığı, kırık bir çekyat vardı. Bir de bilgisayarım, masam ve sobam bu kadar... 1-2 kez arkadaşlarımın, 1 kez de ailemin ziyareti dışında gelen gidenim olmamıştı. Çoğunlukla yalnızdım ve tv yoktu, internet de yoktu. Işten arta kalan vakitlerimde ya kitap okur, ya winapp tan müzik dinler, ya yemek ya da temizlik yapardım. Yalnız kalmayı sevdiğimden midir nedir, kışın Allah'ın unuttuğu bu yeri, bu evi seviyordum. Parasızlık dışında bir sıkıntım olmamıştı. Aldığım maaş yol parasına, market alışverişine ve telefon kontörüne gidiyordu. O kadar az maaş alıyordum ki bir keresinde babamdan istemek zorunda kalmıştım.
Kefken yazın ne kadar kalabalıksa kışın da o kadar tenha idi. Yazın her yarım saatte bir minibüs olmasına rağmen kışın sadece 1 minibüs olurdu Adapazarı 'na giden. O da sabah 10 da gider akşam 7 de dönerdi. Genellersek eğitime verilen önemin az olduğu bir köydü.