karadeniz sahil yolu

entry33 galeri video1
    10.
  1. Neredeyse büyük bir kısmı tamamlanan Karadeniz Sahil Yolu Projesi için Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe Güzellikleri kendi ellerimizle azar azar tüketiyoruz. Karadeniz de duble yola ihtiyacımız vardı. Ama bu yol keşke buradan geçmeseydi. Bunu yapanların eli kolu kırılsın demiş.

    Ne ilginçtir ki Osman Pepe nin bakan olduğu dönemde 16 Aralık 2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Çevre Etki Değerlendirilmesi (ÇED) yönetmeliği geçici madde değişikliğiyle bu yol çevre etki değerlendirilmesi raporundan muaf tutulmuştu!

    Peki neye rağmen?
    Mahkeme kararlarına, doğaya, topluma, bilime... Uzmanlara göre Karadeniz artık lineer (çizgisel) bir kent halini almıştır ve en kötüsü geri dönülemez bir aşamaya gelinmiştir. Kıyı kanununun uygulamasına dair yönetmelik yok sayılarak, çiğnenerek kentsel yerleşimler deniz tarafından geçilmektedir. Karadeniz sahil yolu, dehşet verici bir yanlışı simgelemektedir. Bir tarafı deniz olan bu yol; Karadeniz kıyıları boyunca sadece burunları, koyları, kumsalları, falezleri tahrip etmekle kalmadı; yapılaşmayı da üzerine çekerek Samsun Sarp arasının çizgisel (lineer) bir kent haline gelmesine neden olacaktır. Yüzlerce kilometre uzunluğunda Samsun Sarp kıyı kenti (!). Yolun güneyden geçmesi durumunda maliyetin daha da artacağı yönündeki söylemlerin gerçeklikten uzak olduğu, en azından bununla ilgili kapsamlı bir proje yapılmadığından bahsedilmektedir.

    Otoyol meraklısı bir başbakana sahip bir ülke olarak dünyanın hiçbir yerinde görülmeyecek bir manzarayla karşı karşıyayız. Şehirlerin içinden dört şeritli yollar geçiyor! Karadeniz insanı denizden koparılmış, egzoz dumanlarının ve motor gürültüsünün kirliliğine terk edilmiş, ve insanların yaşamı bu yolla tehlikeye atılmıştır.

    Projenin ne inşaatçılığın ne de şehir planlamacılığının esaslarına uygun olmadığı ortadadır. Bu proje iktidarın arkasına aldığı birkaç iş adamının ekonomik çıkarlarına dayalı, bilime aykırıdır. Bu proje doğayı hiçe sayan bir ticari zekânın çılgınlığını yansıtmakta ve Karadeniz kültürünü yansıtan balıkçılığa çok ağır darbeler vurmaktadır.

    Diğer yandan Karadenizde bu çevresel yıkıma karşı gelişen hareket kısmi ölçüde başarılı olmuşsa da iktidarın ve yandaşlarının bütün yalanlarına karşı örgütlü bir teşhir kampanyası gerçekleştirilememiştir. Başbakanın artık bu yolda daha hızlı bir şekilde gidilebileceği şeklindeki beyanatı gerçeklikten yoksun olup halkı suça teşvik etmekten başka bir anlam taşımamaktadır.

    Çünkü; yasalara göre şehir içinde hız limiti 50km/saattir. Herhalde bu yolun şehir içinden geçmediğini söyleyecek de değiller. Osman Pepe’nin açıklamasının arkasındaki tarihsel gerçeklik insanın kanını dondurur niteliktedir. Nereden bakılırsa bakılsın bu söylem yönetici sınıfın, yönetilenler üzerindeki amansız sömürüsünü yansıtmaktadır. Bu ülkede eğer yönetici sınıfındaysanız, insanların gözünün içine bakarak yalan söyleme özgürlüğünüz vardır. Oysa toplumun ve bilimin taraftarı olma yönündeki çabalarınız düşünce suçu kapsamına girecektir.

    Evet bu yol kara bir yoldur. Gelecek nesillerin yaşamına yalnızca kara izler bırakacaktır. Bence bundan sonra yapılması gereken şey, Türkiye haritasında Karadeniz’e dört şeritli yollar çizmek ve şehirleri silmektir. Belki o zaman bu şaheserleriyle gurur duyarlar! Karadeniz kendisine yapılan bu acımazsızlığı cezalandıracaktır. Karadeniz hırçındır, önüne taş koyanlara dalgalarıyla cevap verecektir. Karadeniz asidir, yuvasına sığmayacak taşacaktır. Karadeniz anadır, kıyılarındaki canlıları koruyacaktır. Ve yine o yemyeşil yamaçlarına ulaşmak için dalgalarını savuracaktır. Bekleyin...
    3 ...