yalancı değil şizofren. ayrıca sadece peygamberler mi şizofren?
mesela ortaçağda bir köye giden engizatörleri düşünelim. bu adamlar köye girip büyücülükle suçladığı kadınları diri diri yakıyor. korkudan herkes birbirini ispiyonluyor. sonra bunlar yöntem olarak büyücü anlaşılması üzerine bir takım akıl dışı uygulamalara başvuruyorlar. ancak kimse büyüyü inkar etmiyor.
mesela mekkeye gidelim, tarih 7 yy olsun, bir arap mağaraya giriyor ve aman christ o da ne?
mağarada melek görüyor. bakın burası enteresan olabilir fakat şurası daha enteresan. gelip bunu anlatıyor. halk ne diyor?
kimi inanıyor tamam ama inanmayan müşrik ne diyor?
allah gönderse meleğe gönderirdi diyor. yani bildirse melek bize anlatırdı diyor. o yüzden kabul etmiyor. fakat müşrikler peygamberliği veya meleği inkar etmiyor. sadece bu olaya inanmıyor.
tabi örnekler çoğaltılabilir. burada anlatmak istediğim şey halkın da bu tür şeylere inancı olduğu. bugün mesela biri ben mağarada melek gördüm peygamberim dese( ki peygamber olduğunu söyleyen, allah olduğunu söyleyen, ajan olduğunu söyleyen bir sürü şizofren çıkıyor) hemen ne yapar halk?
la bi siktir git değip onu psikiyatriste yollar. tabi duyarlı bir kardeşimizse, yoksa ben allah ım diyeni linç de edebilir bazı sevgi dini üyeleri.
o yüzden yalancı demeyelim çünkü insanları peygamber olduğuna inandırmak için pekte yalan söylemeye ihtiyacın yok. bugün var ama o gün yok.
