aşağıda okuyacağınız hikayelerdeki kişi ve kurumların hepsi gerçektir.
(bu gerçek kişi ve kurumların varlığına şahit, köşede pusuya yatmış kişiyim bizzat.)
Yer: bir caminin umumi tuvaleti, 10 tane kabin var ve anlayamadığım bir şekilde her kabinin kapısında numara yazıyor. ve tuvaletten çıkan biri, kafamda muallak olan bu numara olayının üzerine kurgulamış gibi bir diyalog başlatıyor;
t.çıkan biri - ne kadar tuttu abi, 4 numara alır mısın
tuvaletçi - ne 4 numarası kardeşim
t.çıkan biri - 4 numaralı kabine s.çtım biraz
tuvaletçi - tamam, s.ç diye yaptık bizde umuma hizmet
t.çıkan biri - ulan, niye numara yazdınız kapılara madem, kişisel bi farklılığı yok kardeşim burdaki ticari olayın.. sayaç var da konturle mi sıçtırıyorsunuz kapılara numara yazdınız. s.çarım yapacağınız işin içine.
tuvaletçi - sessiz.
Yer yine aynı mekan;
günlerden cuma, öğle vakti yaklaşıyor, bütün esnaf ve halk tuvaletlere hücüm etmekte.. kabinler dolu tıklım tıklım, birsürü insan sırada. tuvaletcinin gözünü para bürümüş bir şekilde odasından kafasını uzatıp;
- haydi beyler, biraz elimizi çabuk tutalım..
demesi yarılmamın yanında, türkiyedeki bireysel iletişimdeki esnekliğin ve kıvraklığın ne kadar ileri düzeylere ulaştığının kanıtıdır.