ayrılık sonrası yaşanan bir sendromdur. tanıştığınız her kızda bir kusur bulursunuz. biri güzel olduğunun fazlasıyla farkındadır, biri kendine güvensizdir, birinin telefonda sesi çok rahatsız edici, birinin ki uyku getiricidir, birinin içtiği sigara, birinin içtiği bira kötü kokar, biri izlediğiniz dizileri izlemez, biri sevdiğiniz yazarları hiç duymamıştır, birinin hazırladığı yemek kötüdür, birinin yemek kültürü kötüdür, biri şarap sevmez, biri şarap içmeyi bilmez, biri ne bulursa içer, biri hiç içmez, birinin burnu sivri, birinin ki topaktır, biri çok uzun , biri çok kısa saçlıdır, birinin göğüsleri küçük, birinin büyüktür, birinin cildindeki gözenekler büyük, birinin çok küçüktür, biri çilli, biri benlidir, biri çok concon, biri çok solcudur, biri hep anlatır, biri hep siz anlatın ister. özetle hepsinin gözünün üstünde kaşı vardır ve bu sizi rahatsız eder; hiç birine değemezsiniz, kolunuza değdiler mi içiniz bulanır, esprinize güldüler mi yalaka olduklarını düşünürsünüz, evinize geldiler mi gitsinler diye beklersiniz, barda yanınıza fazla yaklaştılar mı daralırsınız, sürekli kendinizi taciz ediliyor gibi hissedersiniz. sorun o kızlarda değil, sizin yıllarca didinerek oluşturduğunuz uyumu aramanızdadır. kendine has jargonu olan bir ilişki bitti mi, en az altı ay sadece arkadaşlarınızla gezmek, bol bol içip eğlenmek ama herhangi bir hatun kişiye yaklaşmamak en sağlıklısıdır.
kişisel edit : ayrılığın ikinci ayını devirdiğim bugün, dört ay sonra yeniden buraya girip durumun değişip değişmediğini yazmayı umuyorum, şayet değişmemişse artık benden umut yok demektir, eğer değişmişse, bu normal bir süreçtir.