''Varoluşçu psikoterapi ikinci dünya savaşından sonra Avrupa'da temelleri atılan daha sonra Amerika'da yayılan özünde 'varoluşçu felsefe geleneğinden' etkilenmiş ve metadolojisini bu felsefe geleneğinin temel önermelerine paralel yönde oluşturmuş bir ruhsal tedavi yöntem ve tutumudur. ilk kez Ludwig Binswanger ve Medard Boss isimli psikanalistlerce Heidegger'in varoluşçu felsefesine dayanarak oluşturuldu. 'Daseinanalysis' isimli bu felsefe Amerika'nın psikanaliz çevrelerinde 1958 yılında Rollo May'in yazar ve editörlüğünü yaptığı 'Existance' isimli kitabının yayınlanmasından sonra tanınmaya başlandı. May'in kitabının etkisiyle Abraham Maslow ve Carl Rogers önderliğinde gelişen 'Amerikan Humanist Psikoloji akımı' varoluşçu psikoterapinin popüler ve önemli bir akrabası oldu. Varoluşçu Psikoterapi sıkı sıkıya tutunduğu felsefi kökenleri ve popülarize edilme yaklaşımlarına karşı gösterdiği direnç ile Humanist psikoloji ile ilişkili envai çeşit 'pop psikoloji' türevlerinin dışında kalmaya özen göstererek etkinliğini sürdürmeyi başardı. Amerikalı psikiyatrist irvin Yalom yazdığı makaleler ve pedagojik yönelimli hikaye ve romanlarla varoluşçu psikoterapiyi son otuz yılda tanıtan önemli bir isim olmuştur.''