korku ve gerilim türünün kendinden sonraki sinema dili ve tekniklerinde çığır açmış yönetmen.
Sayısız gerilim ve korku filmi onun tekrarı ve yine bir o kadarı da onun tekniklerini kullanmış, yine, birçok mühim yönetmen, onu, filmlerindeki sahnelere atıfta bulunarak selamlamışlardır...
13 Ağustos 1889'da Doğu Londra, Leytonstone’da ingiltere’de doğdu. Gerilim ve korku türünün bu en büyük ustası, 19 Nisan 1980’de -ABD- öldü...
Çocukluk yılları ailesinin bakkal dükkanında geçti. Ailesi onu Londra’daki Ignatius College adlı Cizvit okuluna yolladı ve eğitimini burada görecek koyu bir katolik olarak yetişecekti.
Hiçkok’un niçin gerilim ve korku’yu seçtiği, şuurunun niçin hep bu mesele ile alakalandığının ipuçlarını -ip demişken rope isimli filmini mutlaka seyredin- işte bu katolik okul günlerine dayandırabiliriz. Zira, kendisi bu hususta şöyle demiştir:
“-Ailem koyu Katolik’ti. Sadece bu özellik bile, ingiltere gibi Protestan bir ülkede sıradışı olmak için yeterlidir. Muhtemelen Cizvitlerin yanında kaldığım bu dönemde bende bir tür korku kökleşti. Günah olan bir şeyi yapma endişesi şeklinde ortaya çıkan ahlâkî kökenli bir korku. Cizvitler çok sert lastikten yapılmış bir sopa kullanırlardı. Ceza, öyle olur olmaz uygulanmazdı. Dersten sonra başrahibi görmeye gitmemiz söylenir, o da ciddi bir yüz ifadesiyle isminizi, çarptırıldığnız cezanın niteliğini deftere yazardı. Ondan sonra koca bir gün, çarptırıldığınız cezanın infaz edilmesini beklemekle geçerdi.”
Evet, böylesi blr atmosfer altında hayâl kuvveti zengin hiçkok’un ne türlü bir ruh haletine girdiğini sezebiliriz; cezanın kendisinden çok o infaz anlarının beklentisinin gerginliğinden doğan müthiş bir ürperti içinde kalmanın hissi. “bu korku yok mu bu korku, korkunun kendisinden de beter” diyen fikir adamı bize hiçkok’un nasıl bir hâleti ruhiye içinde olduğunu hissettirir...
Ve, onun bütün filmlerinin, gerilim sekanslarının ana prensibini buna dayandırmakta bir mahzur yoktur; ki zaten kendisi de bunu dolaylı yoldan aynı şekilde ifâde etmektedir.