Burada bir kavram karmaşası var. Ortadoğu ülkesi derken coğrafi olarak ortadoğu kastedilmiyor. Kültürel olarak ortadoğu ülkesi olduğu vurgulanıyor. Evet malesef ki artık türkiye avrupa ülkeleri tarafından kültürel olarakta bir ortadoğu ülkesi olarak kabul ediliyor.
Türkiye 2002 yılına kadar bir avrupa ülkesi olarak kabul ediliyordu. Sportif olarak elemelerini avrupa gruplarında yapıyor, eğitim askeri ve ekonomik konularda tüm iletişim avrupa ile yapılıyordu. 2002 yılında a ke pe iktidara gelince on sene içinde ülkeyi kültürel olarakta bir ortadoğu ülkesi haline getirmeyi başardı. Kimse görmek istemese de bunun en büyük sebebi ülkenin parlamenter demokrasiden koparılarak önce oligarşik bir yapıya ( iktidarı paralel yapı ile paylaşmışlardır
) daha sonra 15 temmuz hesaplaşması ile tek adam diktatörlüğüne evrilmesidir. Bu noktaya gelene kadar devleti ve rejimi korumakla yükümlü kurumlar ( danıştay, sayıştay, anayasa mahkemesi, tsk, polis ve jandarma) önce dolaylı daha sonra da direkt olarak baskı altına alınmış. Zorlu süreçlerden sonra dönüştürülmüştür.
Türkiye'de artık parlamenter demokrasiden söz etmek mümkün değildir. insanlar kutuplaştırılmış, ayrıştırılmıştır. Sistem liyakata değil biata göre dizayn edilmiştir. Türkiye'de artık basın özgürlüğünü bırakın bir basından dahi söz etmek mümkün değildir. Sansür had safhadadır. En ufak olaylara dahi yayın yasağı getirilmekte, insanların haber alma hakları ihlal edilmektedir. Tarafsız haber adı altında iktidarın başının ve partisinin propagandası yapılmakta, insanlar yanıltılmaktadır. Bunlar ortadoğu baas partilerinin tipik uygulamalarıdır. Ama gerçek kanıt ise kamuda ki israf ve yolsuzluktur. Düşünün yangın söndürme uçağı olmayan bir tabela şirketine sırf iktidara yakın diye milyonlarca liralık orman yangını söndürme ihalesi verilmektedir ki bu buzdağının görünen yüzüdür.